Özel Eğitim Uzmanı Şaziye Seçkin Yılmaz
Öğrenme Güçlüğü Olan Çocuklar ve Erken Dönem Özellikleri
11105

 

 

Sınıflarda akranları gibi öğrenemeyen, akademik anlamda başarısız olan öğrenciler genelde akla öğrenme güçlüğünü getirmektedir. Bu yazıdaki amacım yaygın olan bu inancın aksine öğrenme güçlüğünü akademik başarısızlıktan ayırmak ve öğrenme güçlüğü olan çocukların bazı alanlarındaki özelliklerini anlatmaktır. Okul öncesi dönemde çocuklar bu alanlarında iyi izlendiklerinde belirlenmeleri ve desteklenmeleri mümkün olduğunca erken olacaktır.

 

Öğrenme güçlüğü dil temelli bir güçlüktür. Öğrenme güçlüğü olan çocukların zeka puanları normal ve üzerindedir ancak; bu çocuklar zeka düzeylerinden beklenenin altında akademik başarı gösterirler. Akademik başarısızlıklarının nedeni zeka puanının düşük olması değil, dili anlama ve kullanmada olan sorunların diğer alanları etkilemesidir.

 

Yaygınlığa bakıldığında öğrenme güçlüğü olan çocuklar okul dönemindeki çocukların %5’ini; özel eğitim alan çocukların %51’ini oluşturmakta ve bu güçlük erkeklerde daha fazla görülmektedir. Öğrenme güçlüğünün kesin nedeni bilinmemekte ancak organik, genetik, çevresel ve biyokimyasal nedenlerin bu güçlükte etkili olduğu düşünülmektedir.

 

Öğrenme güçlüğü olan çocukların bazı alanlardaki gelişimlerine bakıldığında ise:

 

Kaba motor alanda yani yürüme, koşma, atlama, atma vb. becerilerde gecikme, hantallık, sakarlık görülmektedir. Giyinme, yeme-içme, yapboz vb. ince motor becerilerde de sorunlar yaşamaktadırlar. Hatta bazen bu sorunlar ilerleyen yıllarda yavaş ve okunaksız yazmalarına neden olmaktadır. Algı süreçlerine bakıldığında ise işitsel algıda ses bilgisel farkındalık işlemlerinde başarısız oldukları; işitsel belleklerinin zayıf olduğu; günler, sayılar, harfler gibi sıralı bilgileri ezberlemekte güçlükler yaşadıkları görülmektedir. Harfleri ve sayıları ayırt etme güçlükleri, şekil-zemin ayrımı, bütün-parça algısı, görsel olarak bir kısmı verileni tamamlama, mekansal ilişkilerin ayrımını gerektiren görsel algı işlemlerinde de güçlükler yaşamaktadırlar. Görsel ve işitsel algıda yaşadıkları bu güçlükler ilerleyen yıllarda okuma-yazma sorunlarına neden olmaktadır.

 

Öğrenme güçlüğü olan çocukların büyük bir kısmında dikkat dağınıklığı ve hiperaktivite bozukluğu bulunmaktadır. Dikkat süreleri ve göreve katılımları sınırlıdır. Belleklerine bakıldığında bilgileri çabuk unuttukları, eski öğrendikleri ile yeni öğrendiklerini birleştirmede sorun yaşadıkları görülmektedir. Öğrendiklerini genellemede de sorunlar yaşamaktadırlar. Bilişsel alanda farklı düşünme ve problem çözme gibi becerilerde; üstbilişsel alanda kendini izleme, değerlendirme ve düzenlemede sınırlılıkları vardır. Güdülenmeleri zayıftır ve öğrenilmiş çaresizlik yaşayabilirler.

 

Öğrenme güçlüğü olan öğrencilerin sosyal becerileri sınırlı olabilir. Ayrıca dili anlama ile ilgili olan alıcı dilde ve dili kullanma ile ilgili olan ifade edici dilde sorunları vardır. Konuşmayı başlatma, sürdürme ve izlemede; dilin sözel olmayan ipuçlarını anlama ve yorumlamada; mecazları ve çok anlamlı sözcükleri yorumlamada; “ne, nerede, niçin” sorularını anlamada; uzamsal ve zamansal karşılaştırma ilişkilerini ifade etmede zorlanabilirler. Ayrıca sözcük bilgilerinin sınırlı, cümleleri kısa olabilir. Konuşma dilindeki sesleri anlamada ve ayırt etmede de güçlükler yaşayabilirler.

 

Okul öncesi öğretmenlerinin bahsedilen alanlarda öğrencileri dikkatli izlemeleri, öğrencilerin güçlü ve zayıf yönlerinin farkında olmaları, aile ile işbirliği içinde olarak gerekli yönlendirmeleri yapmaları gerek öğrenme güçlüğünde gerek başka gelişimsel yetersizliklerde erken tanı ve müdahale için oldukça önemlidir.

Özel Eğitim Uzmanı Şaziye Seçkin Yılmaz