Doç. Dr. Özgül Polat
İlkokula Başlayan Çocuklarda Bulunması Gereken Yeterlilikler
24112

 

 

Okul Olgunluğu, çocuğun fiziksel, sosyal, duygusal, bilişsel, dil alanında ilkokulda kendilerinden beklenen görevleri yerine getirecek olgunluk düzeyine ulaşmalarıdır. Başka bir deyişle çocuğun tüm gelişim alanlarında eşit bir şekilde desteklendiği uzun yıllara yayılan beceriler bütünüdür. Okul olgunluğu dünden bugüne kazanılamaz. İçinde birçok bilgi, beceri, davranış kazanımını gerektirir. Okula Hazırlık olarak isimlendirdiğimiz uzun soluklu bir süreci içerir. Ayrıca özbakım becerileri bir gelişim alanı olmasa da çocuğun hayat başarısı ve akademik başarısı açısından çok önemli olduğu için okul olgunluğu açısından son derece önemlidir.

 

Çocukların 1. sınıfa başladığında okul olgunluğuna sahip olması onların uyum sorunu yaşamasını engelleyerek okula adaptasyonunu kolaylaştırır.  Okul öncesi eğitim alan çocuklar için öğretmenler ve anne babalar, okul öncesi eğitim almayan çocuklar için ise mümkün olabildiği ölçüde evde, anne babalar tarafından bu yeterliliklerin kazandırılması önemlidir. Okul olgunluğu için temel olan yeterlilikleri aşağıdaki başlıklar altında ele alabiliriz:

 

  • Anneden ve evden kolay ayrılabilme, anneden ayrı olduğu için kırıklık duymama: İlkokula başlayan çocuğun okula kolay adapte olabilmesi için anneden kolay ayrılabilmesi ve anneden ayrı olduğu için kırıklık duymaması gerekir.

 

  • Kendi kendine giyinme becerisini (fermuarını çekme, düğmesini ilikleme, ayakkabısını bağlama vb.)  kazanmış olma: İlkokul çok kalabalık bir ortamdır. Çocuğun ilk ciddi eğitim yaşamına olumsuz başlamaması için öncelikle kendi kendine giyinme becerisini kazanmış olması gerekir.

 

  • Kendi temizliğini yapabilme: İlkokul gibi büyük ve kalabalık bir ortamda hijyeni sağlamak da zordur. Bu dönemde çocuklar sıkça hastalanır. Bunu azaltmanın yollarından biri çocuğun ilkokula başlamadan önce kendi temizliğini istenilen nitelikte yapabilecek beceriyi kazanmış olmasıdır.

 

  • Kendi sorumluluğunu taşıma: Çocuklar ilkokula başladıklarına yapmaları gereken birçok görevle (çantasına-defterine sahip olmak, onları özenle kullanmak, kıyafetinden sorumlu olmak vb.) karşı karşıya kalacaklardır. Eğer onlara okul öncesi dönemde hayatın her aşamasında (evde, alışverişte, anaokulunda) taşıyabilecekleri kadar sorumluluk ve kendi işlerini yapabilmeleri için fırsat verilirse uyum süreci kolaylaşacaktır.

 

  • Sırasını bekleme, başladığı bir işi sonuçlandırma, sebat gösterme: Çocukların sosyalleşme yolunda kazanmış olmaları gereken davranışlardan biri de her zaman her istediklerini istedikleri anda yapamayacaklarını, kendilerine bir iş verildiğinde ya da kendileri sorumluluk aldıklarında o işi sabırla sonuçlandırmaları gerektiğidir. 

 

  • Kendini kaza ve tehlikelerden koruma, dengeli hareket etme: Çocuklar sırada hareket etmeden 40 dakika oturmak zorunda olduklarından teneffüs zili çaldığında ok yaydan fırlamış gibi hareket etmekte, bunun sonucu olarak da birçok kaza durumu ortaya çıkmaktadır. Çocukların ani duruş, dönüşleri yapabiliyor ve bedenini kontrol edebiliyor olması, yani ortaya çıkabilecek ani kaza durumlarında beden dengesini koruyabilmesi son derece önemlidir.

 

  • Tuvalet kontrolü kazanmış olma: Çocukların kendi kendilerine tuvaletlerini yapabilmeleri, 40 dakika boyunca tuvaletlerini tutabiliyor olmaları onların ilkokula başladıklarında kırıklık yaşamalarını engelleyerek, adaptasyonlarını kolaylaştıracaktır.

 

  • Teneffüste zamanı etkili kullanma: Zil çaldığında çocuğun öncelikle tuvalet ihtiyacını karşılaması, kalan  zamanında oyun oynama alışkanlığını kazanmış olması  oldukça önemlidir.

 

  • Arkadaşlık kurma-diğer çocukların varlığına katlanabilme ve onlarla baş edebilme: Eğer çocuk iletişim kurma becerilerini kazanmış ise arkadaş edinmek daha kolay olacak, girdiği gurupta yabancılık çekmeyecek ve okula uyumu kolay olacaktır. İlköğretim, çocukların kendilerini yalnız hissetmelerine neden olacak kadar büyük ve çok kalabalık bir ortamdır. Bu ortamda çocukların yeni arkadaşlıklar kurabilmesi, onların varlığını kabul etmesi, kendi özelliklerine uygun guruplara katılabilmesi, bu kalabalık ortama katlanabiliyor olması, çocuğun kendine güvenini arttırarak sosyal ve duygusal anlamda kişiliğine çok olumlu özellikler katacak, aynı zamanda ilkokula kısa sürede adaptasyonunu sağlayarak okul başarısını da arttıracaktır.

 

  • İletişim kurabilme-kendini ifade etme: Her anne baba çocuklarının eğitim yaşamlarında başarılı, toplumda sosyal bir birey ve hayatta mutlu olmalarını ister. Bunun ön koşullarından biri  ise çocukların iyi iletişim becerisine sahip olmasıdır. Çocukların konuşmalarını sonuna kadar kesmeden dinlemek, nezaket kurallarını öğretmek, başkalarının düşüncelerinin ve isteklerinin en az onunki kadar önemli olduğunu, karşısındakini konuşması bitene kadar dinlemesini, söz alarak konuşmasını; empati kurmayı, çok kalabalık guruplarda düşünce ve duygularını doğru bir şekilde ifade etmesi için onu teşvik etmeyi, aile içinde verilecek kararlarda onun da fikrini almayı, kısaca, ona iyi birer model olmaları, onların iletişim becerilerini kazanmalarında ön adımlar olup ilkokula geçişlerini kolaylaştıracaktır.

 

  • Sırada dik ve belli bir mesafede oturabilme: Çocuğun bedeninin düzgün gelişmesi son derece önemlidir. Küçük yaşlardan itibaren çocuklara dik oturma alışkanlığı kazandırılmalıdır.  Bunun yanı sıra masa başında yaptığı çalışmalarda hem dik hem de belli bir mesafede  oturması,  yaptığı çalışmanın üzerine eğilmeden, beden duruşunu bozmadan, çalışmasını sürdürmesi çocuğun ilkokula geçişini kolaylaştırmanın yanı sıra küçük yaşlarda oluşabilecek fiziksel bozuklukları da önlemiş olacaktır.

 

  • Dikkatini uzun  süre belli bir nokta üzerinde yoğunlaştırma: 1. Sınıfta ders süresi  40 dakika olduğu için çocuk uzun süre dikkatini yoğunlaştırmak zorundadır. Çocuk ilkokula başlamadan önce yapılacak çalışmalarla dikkat süresi aşamalı olarak çocuğun dikkatini yoğunlaştırma süresi arttırılmalıdır.

 

  • Öğretmenin verdiği talimatlara uyma: Çocuğun öğretmeninin verdiği talimatları doğru olarak algılaması ve bu gerekleri yerine getirebilmesi eğitim yaşamında başarılı olabilmesi açısından son derece önemlidir. Bu nedenle öğretmenlerin talimatları açık ve anlaşılır şekilde vermesi gerekir. Karmaşık beceriler için talimatlar aşamalı olarak verilmeli ve çocukların anlamadığı durumlarda yinelenmelidir.

 

  • Akademik beceriler: Yukarıda sıralanmış becerilerin yanı sıra okuma yazma ve aritmetik gibi çalışmaları başarabilmeleri için çocukların belirli akademik becerilere sahip olarak ilkokula başlaması gerekir. Anne babalar çocuklarıyla vakit geçirirken bu becerilerin kazanılmasını sağlayacak çalışmalar yapabilir. Özellikle okul öncesi öğretmenleri bu becerilerle ilgili olarak programlarında sistemli bir çalışma yapmalıdır. Kazanılması gereken temel  akademik beceriler aşağıda sıralanmıştır:

 

  •  Kalemi doğru tutma
  • Kalem kontrolünü sağlama
  • Kalemi doğru kullanabilme becerisi
  • Çizgileri birleştirme
  • Çizgileri kopya etme
  • Matematiksel düşünme
  • Nesne sayma, rakam tanıma
  • Nesnelerle arttırma-eksiltme yapma
  • Setler oluşturma
  • Bilimsel düşünme
  • Gözlem yapma
  • Neden-sonuç ilişkisi kurma
  • Problem çözme çalışmaları
  • Türkçe’yi düzgün kullanma
  • Sözcükleri doğru telaffuz etme
  • Sesinin tonunu ve hızını ayarlama
  • Aynı sesle başlayan-biten sözcükler üretme
  • Kafiyeli kelimeler üretme
  • Okuma ve yazı farkındalığı
  • Okuma ve yazma öğrenmeye istekli olma

 

Okul uyumu etkileyen bir başka etken de anne babanın uyum sürrecindeki tutumudur. Her çocuğun ilkokula uyum süreci diğerinden farklıdır. Bizler çocuklarımıza bu yeterlilikleri, kazandırmış olsak da çocuk okulun ilk günlerinde ağlayıp sınıfa girmek istemeyebilir. Bu, her çocuğun gösterebileceği normal bir tepkidir. Anne babanın panik olmasını gerektirecek bir durum söz konusu değildir. Önemli olan anne babanın çocuğa kendi duygusallığını yansıtarak bu durumu daha güç hale getirmemesidir. Anne babanın kararlılığı çok önemlidir. Onu anladığımızı belirtmek, ancak bununla baş edebileceğini, ona güvendiğimizi vurgulamak önemlidir. Eğer çocuğunuz ilkokula iyi bir şekilde hazırlandıysa çok kısa sürede uyum sağlayacaktır.

 

 

Marmara Üniversitesi Atatürk  Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi

Doç. Dr. Özgül Polat