Uzm. Kl. Psikolog Nazlı Akay
POKEMON GO: NEDEN?
3577

 

Sokaklarda telefonuyla meşgul olduğu için birbirine çarpmaktan veya bir arabanın altında kalmaktan son anda kurtulan insanların sayısı gittikçe artıyordu, ancak geçtiğimiz günlerde çıkan yeni bir oyunla birlikte durum iyice içinden çıkılmaz bir hal aldı. Tabii ki Pokemon Go’dan bahsediyorum.

Neden Pokemon Go’nun bu kadar bağımlısı olduk? Bu durumu psikolojik açıdan inceleyen birkaç yazı okudum bile: Hepsi de Pikaçu Ferhat’ın (kendini pokemon zannedip intihar eden küçük bir çocuğun ardından ünlü çizgi filmin Türkiye’deki yayını tam da popülaritesinin zirvesindeyken durdurulmuş, dolayısıyla Türk hayranları finali görememişti) intiharının ardından gelen Pokemon sever bir neslin yaşadığı o yarım kalmışlık hissine odaklanıyor.

Ben ise daha geniş kapsamlı bakıyorum.

80’lerin sonunda ve 90’ların başında çocuk olan nesil için en büyük eğlence kaynaklarından biri nostalji. Herkes 90’larda çocuk olmak sayfalarına bakarken derin bir haz alıyor. “Ah evet ya, bende de vardı bundan”, “Of, hatta bir gün şunu yapmıştık ve ne eğlenmiştik”lerin ardından hangi cümle geliyor tahmin edebiliyor musunuz?

“Keşke şimdi de olsa da yine yapsak…”

İşte şimdi oluşu ve yine yapışımız bizi Pokemon Go’ya bu kadar çekiyor. Yarım kalmışlık hissini yaşasa da, yaşamasa da bir nesil, gittikçe kirlendiğini hissettiği bir dünyanın, her adımını hesaplaması gereken iş dünyası ve ilişkilerinin içinde hala masum olduğunu hissettiği bir şeye tutunuyor. Üstelik oyun eski sürümünün sıkıcı olabilecek bir tekrarı değil, çağımıza uyumlu. Artık yerinde oturmak değil, bol bol gezmek gerekiyor.

Tam da bu noktada, oyunun hedef aldığı bir başka güdümüz daha var: Avlanmak. Oyun neredeyse tamamen bir yerlerde gezip bir şeyler (ya pokemon ya da poketop) avlamak üzerine kurulu. Tıpkı çizgi filmin sloganında olduğu gibi (Gotta catch’em all, yani Hepsini yakalamalıyım) sürekli radarları açık olmanız ve bulduğunuz şeyi yakalamanız lazım. Eğer bir pokemonu, veya bir pokestopun yeniden ganimet toplanabilir olmasını bekliyorsanız tıpkı bir avda olduğunuz gibi sabırlı olmanız da gerekiyor. Benzer bir şekilde, pokemonu yakalamanız poketopu ne kadar isabetli attığınıza bağlı. Daha ne olsun: Modern bir av!

Kısacası, ben Pokemon Go bağımlılığımıza o kadar şaşırmıyorum. Aynı anda hem geçmiş özlemimize, hem de ilkel güdülerimize hizmet ediyor. Ancak, yazıyı bitirirken uyarımı yapmayı da ihmal etmeyeyim istiyorum: Hiçbir oyun, gerçeklik kadar değerli olamaz. Pokemon oynarken hayatı kaçırmayın. İyi eğlenceler!

Uzman Klinik Psikolog Nazlı Akay

Uzm. Kl. Psikolog Nazlı Akay