Tuvalet eğitiminin zor kısmını henüz atlatmış bir anne sıfatıyla sizlerle paylaşımda bulunmak istedim. Belki bu işe kolları sıvamak üzere olan annelere ışık tutar aktaracaklarım. İnsan, gelişim dönemlerine dair bilgi sahibi olsa da, adım adım yapılması gerekenleri bilse de, deneyimlemek, o süreçten geçmek hiç de kolay değil.
Kızım Mart başı doğumlu, dolayısıyla bu geçtiğimiz Mart ayında 2 yaşını doldurdu. Doğal gelişim süreçlerine bakıldığında mesane kaslarının yeterince gelişmesi de 18 ay sonrasına denk geliyor. Bir diğer deyişle 18 ay öncesi tuvalet eğitimine başlamak biyolojik olarak uygun değil. Genel kanı bu işi, 24-36 aylar arasında ele almak gerektiği yönünde. Ben istedim ki tuvalet eğitimine başlayacağımız zaman hem bizzat ben evde olayım, hem de havalar biraz daha ısınsın ki tuvalete yetiştiğimizde üstünü çıkartması kolay olsun.
Eylemsel olarak ilk yaptığımız şey doğum gününün ertesi ona bir lazımlık almak oldu. Öyle süslü püslüsünden değil, sıradan, hiçbir özelliği olmayan, işlevsel bir şey. Piyasadaki ürünlere baktığınızda üstüne oturunca müzik çalanından, şarkı söyleyenine kadar envai çeşit lazımlık bulabiliyorsunuz. Ancak kişisel fikrim temel bir ihtiyacı var olandan daha büyük hale getirmenin gereksiz olduğu yönünde. Lazımlığı banyomuzda tuvaletin yanına koyduk ve her daim orada kaldı. Sırf alışsın diye oda oda gezdirmedik anlayacağınız J. Kimi zaman giysileriyle, kimi zaman çıkartarak lazımlığa oturdu, yaklaşık 1’er dakika içinde kalktı. Bir süre sonra oyuncaklarını tuvalete taşımaya başladı “Panda’nın da çişi gelmiş annesi” diyerek vs.
Ara ara internetten tuvalet eğitimi ile ilgili videolar izledik birlikte ve ben açıklamalarda bulundum. İzlediğimiz bir videonun linkini de koydum belki bakmak istersiniz diye http://www.youtube.com/watch?v=DYS9IlwrfDQ
Öyle özel bir kitap almadık ama her kitapçıya gidip kendimize yeni kitaplar seçtiğimizde tuvalet eğitimi ile ilgili kitapların da resimlerini inceledik.
En çarpıcı eylemse babasından geldi, (kendisini ayakta alkışlıyorum) Legolarla bir tuvalet eğitimi senaryosu hazırladı J. Adım adım lego çocuk klozete oturuyor, çişini yapıyor, bittikten sonra genel temizliğini yapıyor ve en son ellerini de yıkayıp tuvaletten çıkıyor. Bu senaryoyu o kadar çok sevdi ki, uzun süre her akşam tekrar tekrar oynadıklarını biliyorum. Tüm bu yaptıklarımız ortamı organize edip duygusal olarak da hazırlanmasına katkı sağlamaya yönelikti. İtiraf etmeliyim ki bunca çabamıza karşılık ondan da “eh bari ben de bundan sonra bezimi çıkarayım” gibi bir tepki bekliyordum sanki. Bizimki hiiiiiiç oralı olmadı.
Son hazırlık aşamamız ona renkli renkli sevimli külotlar almak oldu. Alırken de “kısa bir süre sonra bezini bir daha giymeyeceğini, bizler gibi iç çamaşırı kullanacağını” anlattık. Seçim aşamasında da kararı ona bıraktık. Bu seçim kabul edilebilir iki alternatif sunup hangisini istediğini sormak şeklinde gerçekleşti J.
Asıl büyük iş ben izne çıktıktan sonra başladı. İnternetteki hazır oluşluğa dair ipuçlarına baktığınızda (kendini ifade edebilme, basit yönergeleri yerine getirebilme, 2-3 saat kuru kalabilme vb) kızım hazır gibi görünüyordu. Ben de kendimi hazır hissettiğim an eyleme geçtik. Bir sabah kalktı, bezini çıkartırken ona “artık büyüdüğünü, bezini çıkartacağımızı, kısa bir süre daha sadece uykuya yatarken bezleneceğini” söyledim. Bununla ilgili farklı görüşler var. Bir kısım uzman bez bir kere çıkarıldı mı bir daha giyilmemesi gerektiğinin altını çiziyor. Bir kısım uzman da önce gündüzü halletmenin uygun olduğu görüşünde. Benim aklımdan geçen önce olayın mantığını kavrasın, çok geciktirmeden 1 hafta sonra da gece bezini çıkarırız yönündeydi. İlk gün elbette ki kolaydı diyemem. Sabahtan öğlene kadar dile getirmeden yaptı çişini sağa sola, öğleden sonra ise yaparken dile getirdi. Benim de elimde bez “hiç sorun değil tatlım” diyerek günü geçirdim. Her seferinde temizlendik ve hangi külodunu giyeceğine kendisi karar verdi.
İkinci gün sabahtan öğlene kadar herhalde 20 kez koştuk tuvalete. İki damla küloduna, iki damla tuvalete yapmış olsa da mantığını kavramıştı olayın. O gün öğle uykusuna yatarken bezi reddetti. Ertesi gün, gece de bezlenmek istemedi. (Hazır oluşluk böyle bir şey) Böylece beze tamamen veda ettik. Geceleri 2 kez tuvalete kaldırıyorum. Bir kez kaldırdığım geceler de oldu. Kiminde kuru kalktı, kiminde ıslak. Şu an 3. haftamızın içindeyiz, dikkatimi çeken en önemli şey şu ki sabah ıslak kalktıysa çok morali bozuluyor L. Hatta gün içinde çişini söylemeyip gözümün içine baka baka yere yaptığı bile oldu. Eğer kuru kalktıysa o günün sorunsuz geçme olasılığı yüksek oluyor. Oyuna dalıp azıcık kaçırma, son anda söyleyip tuvalete yetişememe ya da benden kaynaklı durumları saymazsak bu konu bizim için kapandı diyebiliriz.
Bu süreçte dikkat ettiğim diğer noktalar da şunlar:
- Çişi ya da kakası olduğunu söylediği andan itibaren çok tutamayacağı için olabildiğince hızlı tuvalete gidiyoruz.
- Bezi çıkardığımız andan itibaren bir daha bez kullanmadık. “Aman ya arabaya yaparsa, ya komşunun evinde yaparsa” diye istisna yapmadık.
- Altına kaçırdı diye kızmadığımız gibi, tuvalete yapıyor diye de davul zurna çalmadık. “Aferin benim kızıma, artık büyüdü” ile yetindik.
- Bizim dışımızda çevresinde gördüğü diğer yetişkinlerden de paralel davranışlar sergilemelerini rica ettik.
Tüm bunların yanında şunun da altını çizmek gerekir ki her çocuğun hazır oluşluğu farklı zamanda gerçekleşir. Her annenin çocuğunu çok iyi gözlemleyip birlikte hazır oldukları an bu işe kalkışmaları gerekir. Kızımın 2 yaşını doldurması ilkbahara değil de kışa denk gelseydi illaki yaz ayı gelsin diye beklemezdim. Büyük direnç gösterseydi bir süreliğine ara verir, hazır olduğuna kanaat getirdiğim an yeniden denerdim ya da kardeş doğumu, taşınma, okula başlama gibi büyük değişiklikler söz konusu olsaydı önce onları halletmeyi tercih ederdim.
Gördüğünüz gibi tuvalet eğitiminde ne çok etken var dikkat edilmesi gereken... Son söz olarak bilin ki tuvalet eğitimi “küloduna yaptı, yatağını ıslattı”nın ötesinde, yetişkin yaşamına kadar izleri taşınabilen çok daha derin bir mevzu. Belki başka bir yazıda…
Psk. Dan. Yelda ARSLAN