Uzm. Gelişim Psk. Sinem Özen Canbolat
Bebeğim Katı Gıdayla Tanışıyor (I)
2904

 

Anne karnından itibaren bebeğin beslenmesi mucizevi bir gelişim gösterir. Doğum öncesi, bebek anneye bağlı kordonundan herhangi bir çaba göstermeksizin beslenirken, annenin de “bebeğim doydu mu, aç mı?” “ne kadar süt vermeliyim?” endişesi olmadan bebeğinin beslendiğinden emin olduğu bir dönemdir. Doğum sonrasında bebek “açlık” ile tanışır ve “yokluk” hayatına girer. Bu özellikle dünyadaki ilk üç ayında kendini hala anne karnında zanneden bebek için artık orada olmadığına dair önemli bir sinyaldir. Artık doymak için önce aç olduğunu duyurması sonra da güçlü bir çene ile sütü emmesi gerekmektedir. Mucizevi olan sadece “süt” ile bebeğin tüm ihtiyacını karşılayabilmesi ve bu dönemde inanılmaz bir büyüme ve gelişme göstermesidir. Süt onun ilk yılında ana besin kaynağı olacaktır.

 

Özellikle ilk aylarda sadece anne sütü (ya da formül süt) ile beslenmesi gereken bebeğin katı gıda ile erken tanıştırılmasını engelleyecek, onu koruyucu bir mekanizması vardır: yabancı maddeleri dili ile dışarı atabilmektedir. Bu refleksin kaybolması ile dördüncü-altıncı aylar civarında bazı doktorlar, eğer bebek hazırsa, yani başını dik tutarak oturabiliyor, çevre ile ilişkiye geçiyor ve diğerlerinin yedikleri ile ilgileniyorsa, ilk tadım çalışmalarının yapılmasını tavsiye eder. Bu “tattırma” döneminde denemeler bebek keyifli olduğunda, tercihen sabah saatlerinde, çorba kıvamına getirilmiş armut, elma, havuç gibi basit yiyeceklerle 1-2 çay kaşığı miktarında yaptırılmaktadır. Bazı bebekler alerjik reaksiyon gösterebildiği için doktora danışılmadan bu denemeler yapılmamalıdır.

 

Bebek katı gıda ile tanıştırılırken (ve sonrasında da) asla zorlanmamalı, ne kadar yemek yemek istiyorsa o kadar yemelidir. Bebeğin öğürmesinin panikle karşılanması bebeğin de yemeğe olan yaklaşımını etkileyecektir. Oysa öğürmek bebeği boğulmaktan koruyan bir mekanizmadır ve çok doğaldır. Yemeğe zorlamak ya da öğürüyor diye yedirmekten vazgeçmek bebeğin beslenme alışkanlıklarını olumsuz etkileyecektir. Uygun yiyecekleri uygun şekillerde sunduğunuz sürece ne kadar ve ne yiyeceği bebeğe bırakılmalıdır.

 

Altıncı aydan itibaren, eğer doktor alerji gibi bir sorun belirlemedi ve bu geçişi uygun görüyor ise, katı gıdaya geçiş süreci başlayabilir. Bu süreç 6.-12. aylar arasında devam edecektir. Bu dönem bebeğin farklı bir beslenme şekli ile tanıştığı ve geçiş yaptığı bir dönem olduğundan aileler bebeklerini zorlayıcı olmamalı ve sabır göstermelidir. Çünkü bu dönem birçok “yeni”nin denendiği inişli çıkışlı bir dönemdir. Bebek artık ana besin kaynağı olan sütü yavaş yavaş bırakacak ve yerine “yemek yemesini” öğrenecektir. Yine de ancak ilk yılın sonlarına doğru ana besin kaynağı olma şerefi sütten katı gıdaya geçecektir. O zamana kadar sabah ilk uyandığında, arada atıştırmalık olarak ve akşam yatarken, bebek emzirilmeye ya da süt verilmeye devam edilebilir.  İlk yılın sonunda bebek süt alımını yarı yarıya azaltmış olacaktır.

 

İlk katı gıda denemeleri, dört-altı ay civarında olduğu gibi, yine sabah saatlerinde yapılmalıdır. İlk hafta sadece sabah saatlerinde katı gıda verilirken, ikinci hafta öğle öğününe ve üçüncü hafta sabah-öğle-akşam öğününe başlanabilir. Ancak denemeler her zaman günün ilk saatlerinde, en geç öğle saatlerinde yapılmalıdır. Bu dönemde bebekler akşama doğru oldukça yorulmuş olacağından yeniliklere açık olmayacaktır.

 

Denemelerde her defasında bir  yeni gıda sunulmalıdır. Yani eğer daha önceden havuc denendiyse havuçla birlikte fasulye verilebilir. Ancak denenmemiş bezelye fasulyeye katılmamalıdır. Aksi takdirde bebek alerji geliştirdiğinde alerjinin kaynağını çözmek zor olacaktır. Her yeni yiyecek başlangıçta az verilerek giderek miktar arttırılmalı, en az 3-4 gün denenmelidir. Doktorunuz hangi yiyeceği hangi ayda vereceğiniz konusunda sizi bilgilendirecektir.

 

İlk aylarda bebek çok aç ise katı gıdayı denemeyecek, özellikle annesini emmek ya da biberondan süt içmek isteyecektir. Böyle durumlarda bebek hafif emzirilebilir (ya da süt verilebilir) ve katı gıda akabinde verilir ya da beslenme saatinde bebek süt ile doyurulur ve bir sonraki beslenme saati gelmeden, yani bebek çok acıkmadan, ama hafif acıkmış olduğunda katı gıda verilebilir. Bu dönemde bebek aç olduğu için değil, daha ziyade, merak ettiği için yemektedir.

 

Yedinci-sekizinci ayda bebek çiğneme hareketlerine başlayabilir. Bu döneme kadar püre halinde verilen kıvamlar yavaş yavaş çatalla ezilmiş tanelere dönüştürülebilir.  Sekizinci ay sonrasında bebek dilini sağa sola hareket ettirebilecek ve yemeği ağzında çevirebilecektir. Dokuzuncu ay civarında bebekler “parmak gıdalar” dediğimiz gıdalarla tanıştırılmalıdır. Bunlar ekmek, kraker, havuç, salatalık gibi parmakları ya da elleri ile kavrayıp ağzına götürebileceği yemeklerdir. Bebeğinizin dişleri çıkmamış olsa bile yiyecekleri diş etleri ile ezebilir. Bu durumda çiğ havuç yerine haşlanmış havuç verilirse daha kolay yiyebilir. Parmak gıdalar her öğün bebeğin önüne konulmalı,  yeme /yememe tercihi ve yeme şekli bebeğe bırakılmalıdır.

 

Her ne kadar 6-12 ay arasında yemeklerin püre halinde verilmesi gerektiği söylense de, yeni bir ek gıdaya başlama yöntemi olan “Baby Led Weaning (BLW)” akımında bunun tam tersi uygulanmaktadır. Burada ana felsefe bebeğin hazır olduğunda kendisinin yemek yemeyi seçebileceği ve kendi kendine yiyebileceğidir. Yemek püre halinde verilmez, çünkü bu şekilde yiyeceklerin tadını algılayamadığı düşünülür.  Ayrıca bebek kendisi yemeği eliyle (ilk başlarda parmakla kavraması gelişmediği için avuçlarıyla) kavrayarak ağzına götürmeye çalışır, bazen götüremez, hatta götürse de düşürür. Ancak önemli olan bebeğin yemeği yemesi değildir, çünkü ilk aylarda hala anne sütünden besinini almaktadır. Aslolan bebeğin yemeği istediği için yemesi ve kendi başına yemeye çalışmasıdır. Bebek bu sayede zorlanmadan yiyeceklerle tanışır, kendisi yemeyi öğrenir, ellediği /kokladığı /dokunduğu / tarttığı…vs. için daha iyi öğrenir, yemek yeme isteğini keşfeder, aç olduğunda yemeyi öğrenir. Ayrıca aile için de ayrı yemek pişirilmediği ve yemek yedirmek savaş olmaktan çıktığı için daha huzurla uygulanılabilen bir yöntemdir. Tek sorun etrafın daha fazla kirlenmesidir.

 

İlk yaşından sonra artık bebek çiğneme ve çevirme hareketlerini tamamladığından artık kolay çiğnenen her yemeği yiyebilmektedir. Bu dönemde püre vermeye devam edilen bebeklerin ileride yeme sorunları olduğu görülmüştür. Bir-iki yaş dönemi –eğer henüz öğrenmediyse- bebeğin kendi kendine yemeği öğrenmeye başladığı bir dönemdir. Bir yaş sonrasında bebeğin gıda yelpazesi oldukça genişlemiştir. İkinci yılın sonunda artık, herhangi bir alerjik durum yok ise, bebeğiniz sizinle birlikte sizin yediğiniz her şeyi yiyebiliyor olacaktır.

 

Not: Katı gıdaya geçiş uzun ve zorlu bir dönemdir. Ancak sadece yemeği yapıp bebeğe vermenin değil, o yemeğin nasıl sunulması gerektiğinin ve beslenme yönetiminin bilincinde olan ebeveynler için bu dönem daha huzurlu geçebilmektedir. Bu nedenle, sevgili anne ve babalar, bir sonraki yazımda sizlere beslenme yönetiminden bahsedeceğim.

 

Sinem ÖZEN CANBOLAT

Uzm. Gelişim Psikoloğu

http//:www.bebegimleoynuyorum.com

Uzm. Gelişim Psk. Sinem Özen Canbolat