Önceki konumuz bebeğiniz ve kardeşinin birlikte nasıl oyun oynayabilecekleriydi. Bugün bu birlikteliğin ana damarı olan oyuncak paylaşımı konusundan bahsedeceğiz.
Oyuncak paylaşımı konusu anne babaların ortamda birden fazla çocuk olduğunda en çok zorluk çektiği konudur. Anne babalar çocuklarının barış içinde oyuncaklarını paylaşarak oynamalarını gönülden dileseler de, çoğu zaman durum bunun tam tersi şekilde gerçekleşir. Aslında paylaşma konusu diğer bir çok konu gibi yaşa özel değerlendirilmelidir.
Bebeğiniz hareketlilik kazanıp etrafta dolaşmaya başladığında kendi varlığı ve çevresi konusunda farkındalığı artacak ve yavaş yavaş bir birey olmak ve çevre üzerinde kontrol kurmak amacıyla “ben” ve “benim” kavramlarını geliştirmeye başlayacaktır. Bu nedenle, özellikle ilk üç yaşta, bebekler ve çocuklar için paylaşmak “kaybetmek” , özellikle de “kontrolü kaybetmek” anlamına gelmektedir. Bu yaşlarda –özellikle 2 yaş civarında- çocuklar, oyuncaklarını ya da elindeki nesneyi sözel ya da fiziksel olarak paylaşmaya zorlanmamalıdır. Çünkü bu dönemde çocuğa kontrol etme izni verilmesi kişilik gelişimi için önemlidir.
Her ne kadar bebeklik ve erken çocukluk dönem özelliklerine aykırı olsa da “paylaşmak”, “birlikte oynayabilmek” ile karıştırılmamalıdır. Bebeğiniz ve özellikle ilk üç yaştaki abi ya da ablaları paylaşmakta zorluk çekseler dahi oyuncaklarıyla birlikte oyun oynamayı belli kurallar çerçevesinde öğrenebilirler.
Belli başlı kurallar şöyle olabilir:
· Kardeşlerden hiç biri diğerinin elindeki oyuncağı zorla alamaz. Alırsa oyuncak ilk sahibine geri verilir.
· Oyuncak ile oynayan çocuk elindeki oyuncağı vermeye istekli değilse zorlanamaz. Ancak –oyuncak çok özel değilse- işi bitince sırasını bekleyen kardeşine vermesi istenebilir
· Birden fazla oyuncak elindeyse, bebeğinize değil ama çocuğunuza hangisini vermek isteyebileceğini sorarak ona bir anlamda kontrol etme şansını verebilirsiniz.
· Diğer çocuktan sırasını beklemesi istenir. Bu arada onun ilgisini çekebilecek başka bir oyun /oyuncak gösterilir
· Oynayan çocuğun oyuncağı vermeyeceğini, sıra beklemenin anlamsız olacağını hissediyorsanız diğer çocuğun ilgisini çok çekecek, sizin de katılımda bulunacağınız bir oyuna başlayın. Bu oyuncağı vermeyen çocuğunuzun da dikkatini çekecektir.
· Oyuncakla oynamasını bitiren çocuğun oyununun bittiğinden eminseniz diğer çocuğa sırasının geldiğini söyleyebilirsiniz. Değilseniz -bu genelde daha büyük çocuklar için geçerli elbette- oyununun bitip bitmediğini sorup izin alarak oyuncağı diğerine verebilirsiniz.
· Her türlü oyuncağı diğer kardeşe verilmesi durumu takdir edilmelidir. Aynı şekilde sıra bekleme eylemi de takdir edilmelidir (başka bir oyunla meşgulse eylem esnasında takdir diğer oyuncağı hatırlatacağından eylem sonuna ertelenebilir). Sonuç olarak olumlu her davranış takdir edilmelidir.
· İçinden çıkamadığınız bir kriz durumunda söz konusu oyuncağı birlikte oynamayı bilmediklerinden dolayı kaldırdığınızı ifade edebilirsiniz.
Bu kurallar abla ve ağabeyler içinmiş gibi görünse de aslında bebeğinizin de birlikte oynamayı öğrenmesi için güzel bir “iş üstünde öğrenme” yoludur. Bebeğiniz henüz konuşmuyor olsa da dili giderek daha iyi algılamaktadır ve hareketlilik kazanmış bebeğiniz anlattıklarınızın bir kısmını mutlaka anlıyordur. Ondan bir oyuncağı vermesini isterseniz eğer vermek istiyorsa verir, istemiyorsa vermez ya da verince geri ister. Onun elinden bir oyuncağın zorla alınmaması gerektiği kuralını istikrarlı uygularsanız, o da bu hareketin yapılmaması gerektiğini eninde sonunda öğrenecek ve zamanla içselleştirecektir. Aynı zamanda bir birey olarak saygı gördüğü için özgüveni de olumlu gelişecektir. Aynı şekilde büyük kardeş de sizin kuralları her ikisine de uygulamanız sonucunda kardeşi ile eşitlik hissine sahip olacak, siz bebeğinize nasıl davranıyorsanız o da kardeşine davranış şeklini o yönde geliştirecektir. “Bebektir anlamaz” diyerek oyuncağını bir şaşkınlık anında elinden kaptığınız bebeğinize, büyük kardeşin ileride dahi bu şekilde davranması kaçınılmazdır. Bebeğiniz ise bu şekilde değersizlik hissiyle büyür. Bu nedenle kurallar herkese eşit ve istikrarlı bir şekilde uygulanmalıdır.
Yine de her şeyi yönetemediğiniz durumlar çoklukla olacaktır. Eğer kimin haklı olduğunu bilmiyorsanız, olay esnasında yanlarında değilseniz, işi oluruna bırakmalısınız. Her zaman olaya dahil olmak, onların kendi problemlerini kendilerinin çözme yeteneğinin gelişmesini de engeller. Çocuklar paylaşmayı ve birlikte oynamayı kendi ilişkileri içinde de öğrenip bir dengeye oturtacaklardır. Sizin bu noktada yapabileceğiniz tek şey herhangi bir kavganın büyümesini engellemek, ve kardeşlerin kavga etmeyi öğrenmesini ve bunu alışkanlık haline getirmesini önlemektir.
Uzm. Gelişim Psikoloğu Sinem ÖZEN CANBOLAT
Uzm. Gelişim Psikoloğu Sinem ÖZEN CANBOLAT