Psk. Danışman Yelda Arslan
Çocuğumuzun Dil Gelişimini Nasıl Destekleriz?
2130

 

 

 Çocukların 7 yaşına kadar farklı dilleri öğrenebilme becerileri bakımından dahi düzeyinde olduklarını biliyor muydunuz? Ya 6-8 aylık olana kadar farklı dillerin tınılarını ayırt edebildiklerini? İnsanın küçük bir çocuğu olunca gelişim süreçlerine dair ilgisi ve merakı artıyor…

 

            Dili kullanabilme, gelişimin önemli basamaklarından biridir. Dil gelişimi doğumla - belki de hamilelik sürecinde - başlar ve yaşam boyu devam eder. Elbette ki çocuklar aynı dil becerisi ile doğmazlar ancak anne baba olarak sağladığımız uygun ortam ve destekle kapasitelerinin üst boyutlarına ulaşabilirler. Dil becerisinde bir diğer önemli nokta da cinsiyet farklılığıdır. Kızların beyindeki konuşma merkezinin daha erken aktive olduğu ve genelde erkek çocuklardan daha önce konuştukları biliniyor. Sanıyorum yaşam boyu da bu konuşma azmimiz devam ediyor :).

 

          Anne babalar olarak çocuğumuzun dil becerisinin ne noktada olduğunu farkında olmanın önemli olduğunu düşünüyorum. Doğumdan itibaren çocukların dil gelişimi açısından hangi aylarda ya da yaşlarda nasıl bir konuşma becerisine sahip olmaları ile ilgili kaynak araştırması yapılabilir. Ancak şöyle bir yanılgıya düşülmemelidir; her çocuk kendi gelişim hızında ilerler ve birkaç aylık geride oluş bir sorun durumu değildir. Önemli olan farkında olmak ve doğal yaşam içerisinde nasıl destekleyebileceğimizin bilincinde olmaktır.

 

          Çocuklar, yaşlarına uygun dil becerisine sahip olmadıklarında ilk zorluk sosyal uyumda kendini gösterir. 2 yaşında da olsa, 6 yaşında da kendisini yeterince ifade edemeyen çocuk, karşısındaki tarafından da anlaşılmayınca hayal kırıklığı ve öfke duyguları yaşayabilir. Okul ortamında da bu sorun, kelime haznelerinin de yetersizliğinden dolayı yönerge takibinde zorluk ve düşük başarı olarak kendini gösterir. Peki bu noktaya gelmemek için anne babalar olarak neler yapabiliriz?

 

         

Naçizane Önerilerim:

 

  • İlk önerim, çocuğun daha bebeklik döneminde işitme ile ilgili bir sorunu var mı farkında olunmalı. Çünkü işitme kaybı dil öğrenimini birinci derecede etkiliyor.

 

  • Yaşı kaç olursa olsun çocuklarla konuşurken göz kontağı kurulmalı.

 

  • Dili sökme aşamasında çocuğun tek tük kelimelerle anlatmaya çalıştığı şeyler, cümle halinde ona geri yansıtılmalı. Örneğin “anne, park, hav hav” dediğinde “evet tatlım bugün parkta köpek sevdik” gibi.

 

  • Yine dili öğrenme aşamasında çocukların yanlış telaffuzları düzeltilmemeli (bu konuşma çabasını örseler) ancak sevimli diye onun gibi telaffuz ederek doğru telaffuzu öğrenmesi de engellenmemeli. Doğru yaklaşım, “pantonom” dediğinde “evet oğlum pantolon” şeklinde olacaktır.

 

  • Konuşurken “Bu, şu” gibi işaret zamirleri kullanmak yerine her objenin ismi telaffuz edilmeli. Örneğin “bana şunu uzatır mısın?” demek yerine, “bana gazeteyi uzatır mısın?” gibi.

 

  • Kimi zaman sonu gelmeyecek gibi görünen soruları cevapsız bırakılmamalı. Cevap verirken de olabildiğince yaşına uygun, kısa ve net cevaplar verilmeli.

 

  • Bebeklik döneminden itibaren onlara farklı konularda çeşitli kitaplar okunmalı. Anne baba olarak evde gazete, kitap, dergi okuyarak da model olunmalı.

 

  • Ev sohbetleri yapılmalı. Farklı konularda sık sık konuşuyor olmak dil öğrenimi açısından en büyük kazançtır. Ayrıca akşamları uyumadan evvel yatak sohbeti yapıp günü değerlendirmek de keyifli bir paylaşım olanağı sunacaktır.

 

  • Televizyonda izledikleri hakkında konuşulmalı. Bu, bir yandan dil becerisini geliştirirken diğer yandan “değer” kazanımı konusunda bir fırsat eğitimi olacaktır.

 

  • Dili geliştirecek oyunlar oynanmalı. Yaş dönemine göre isim&şehir&hayvan, hikaye kartları, yarım bırakılan öyküyü tamamlama, söylenen kelimenin son harfiyle başlayan yeni kelime türetme, eline bir obje verip 1 dakika boyunca o obje hakkında durmaksızın konuşmasını isteme vb.

 

  • Birlikte yürüyüş yapıp çevrede görülen ilgi çekici konular hakkında konuşulmalı. (Araba modellerinden, sonbaharda yaprakları dökülen ağaçlara, karınca yuvalarının hangi yöne baktığından, gökyüzündeki bulutların şekillerine varana kadar her konuda konuşulabilir.) 

 

  • Televizyon, bilgisayar gibi ekran karşısında geçirdiği zamanlar kısıtlanmalı. Bunun yerine daha aktif olacağı ve keyif alacağı etkinlik önerileri sunulmalı.

 

  • Son olarak da çocuklarımızın bizden olduğu kadar diğer çocuklardan da çok şey öğrendiği unutulmamalı. Bu nedenle akranları ile bir araya getirebileceğiniz ortamlar yaratılmalı.

 

 

Psk. Dan. Yelda ARSLAN

Psk. Danışman Yelda Arslan