Psikolog Balsu Uğurluoğlu
ÇOCUĞUNUZDA MADDİYATÇILIĞI AZALTMAK İÇİN İPUÇLARI
4323

 


Günümüzde reklamlar ve aktif sosyal medya kullanımıyla beraber çocuklarda, maddiyatçılığın arttığını görebiliyoruz. Yetişkinler bile arkadaş çevrelerinde gördüğü veya hayran olduğu kişilerin sahip olduğu ürünlere özenip bu kadar etkileniyorken, çocukların etkilenmesi de kaçınılmaz. Hayatımız boyunca her istediğimizi her zaman elde edemeyiz o yüzden ebeveynlere düşen en önemli görevlerden biri çocuklarını bu gerçekle erken yaşta yüzleştirmesi.Örneğin, alış veriş merkezlerinde gezerken çocuğunuzun görüp istediği her şeyi almanızın yarardan çok zararı vardır. ‘İstediği oyuncağı almazsam beni sevmez’ veya ‘Benim onu sevmediğimi düşünür’ diye kaygılanabilirsiniz. Ancak sevginin parayla karşılanamayacak bir duygu olduğunu unutmamak gerekir. Eğer maddi durumunuz zorlanıyorsa veya çocuğunuzun istediği şeylerin gerekli olmadığını düşünüyorsanız ‘hayır’ kelimesini dağarcığınıza almanızda fayda var. Aksi takdirde kendinizi çocuğunuzdan emir alır halde ve çaresiz bulabilirsiniz! İyi ebeveyn olmak her istenileni yapmak anlamına gelmiyor, bu yüzden kendinizi suçlu hissetmemelisiniz.


Çocuklar genelde doğum günlerinde, bayramlarda, karne günlerinde heyecanla hediye bekler. Hediyelerin maddi değerinin yüksek olmamasına özen gösterin. Çocuğunuz ‘Kim ne kadar çok veya pahalı hediye alıyorsa, onun sevgisi daha fazladır.’ diye düşünebilir. Bu fikrin oluşmaması için birbirinize dışarıda satın alınmayan ancak birbirinize olan sevginizi belli edecek nitelikte el yapımı hediyeler verebilirsiniz. Bu hediyeler resim, şiir veya mektup olabilir. Böylelikle çocuğunuz en iyi hediyelerin para karşılığı alınan şeylerden değil, insanın içinden gelen duygulardan oluştuğunu kendisi kavrayacaktır.

 

Tahmin edilebileceği gibi, sosyal ekonomik statüsü yüksek yerlerde büyüyen çocukların maddiyatçı olma ihtimali daha yüksek. ‘Ekonomik durumumuz iyi olduğu için çocuğumun istediği her şeyi almakta bir sorun görmüyorum’ diye düşünen ebeveynler de olabilir.Her zaman yeni bir ürünün daha yenisi, daha kalitesi olduğunu unutmamak gerekir. En iyi ürünü alma yarışına girmek tatminsizliğe yol açabilir. Çocuğunuzun sürekli olan tüketme arzusunu azaltmak için, çocuğunuzun paylaşımcı olmasını sağlayabilirsiniz. Örneğin, çocuğunuzu harçlıklarının bir miktarını ihtiyaç sahibi çocuklara vermesine veya oyuncaklarını bağışlamasına teşvik edebilirsiniz.


Reklamların ve sosyal medya kullanımının maddiyatçılığı arttırdığından en başta bahsetmiştim.  Çocuğunuzun televizyon izlemeye ve sosyal medya kullanımına ayırdığı zamanı azaltmaya özen gösterin. Çocuğunuzla bir yetişkin gibi konuşup reklamcıların pazarlama hedeflerinden bahsederek farkındalık kazandırabilirsiniz. Çocuğunuzun öz değerini, sahip olduklarıyla ölçmemesi gerektiğini öğretmeye çalışın. Çocuğunuzu sahip oldukları sebebiyle değil kişilik özellikleriyle sevdiğinizi vurgulayın ve olumlu özelliklerini övmekten çekinmeyin. Çocuğunuzun övüldüğünü görmesi öz değerlerini arttıracaktır ve maddiyatçılığa eğilimini törpüleyecektir.


Psikolog Balsu Uğurluoğlu

Psikolog Balsu Uğurluoğlu