Mobil uygulamamızı App Store'den indirebilirsiniz
I-Phone: https://goo.gl/Q89BGV
Android: https://goo.gl/4WpC1u
Soru soran, merak eden çocuk candır diyoruz ama küçük çocuklar da ne çok soru soruyor değil mi? Bazen anlamlı, bazen anlamsız, bazen tam yerinde, bazen ise çok yersiz. Her soru kendi içinde değerlendirilmeli şüphesiz, ama sorulara cevap vermenin genel bazı kolaylaştırıcıları da yok değil.
1. Sonraki soruyu tahmin et.
Çocuğunuzu geçiştirmek adına hızlıca bir cevap verdiniz ama cevabınızda çocuğun bilmediği, anlamadığı kavramlar, soyut ifadeler kullandınız ya da çocuğun merakını celbeden yeni bir detay verdiniz. Cevapladığınız sorunun ardından yeni bir soru silsilesinin gelmesi kaçınılmazdır. Açıklamanızın ardından gelecek yeni soruyu önden tahmin etmek hem size zaman kazandırır hem de ilk soruya verdiğiniz cevabı daha iyi formüle etmenizi sağlar.
2. Somut ol.
Çocuklar yaklaşık 10 yaşına kadar soyut kavramları pek anlayamazlar. Bu nedenle soru cevaplarken mümkün olduğunca somut açıklamalar yapmak yerinde olur. Siz soyutlaştıkça çocuğunuzun soracağı soru sayısı artacağı gibi yeni sorulara cevap verirken siz de gittikçe daha soyut bir seviyeye çıkacaksınız. En sonunda elinizde gerçekdışı bir hikaye kalabilir. Her şeyi somut tutmak en iyisi.
3. Basit ol.
Çocuklarla konuşurken de soru cevaplarken de aynı kural geçerli: Basit olun, sade olun. Arkadan gelecek sorulara vaktiniz ve/ya enerjiniz yoksa ya da özel olarak çocuğunuza bir şeyler öğretmeyi amaçlamıyorsanız dolambaçlı yollara, gereksiz detaylara girmeyin. Soru yanıtlarken çocuğunuzun dikkat süresi ve algısını hesaba katın.
4. Bazen bilmediğini kabul et.
Çocuklarımız için bizler birer tanrı gibiyiz. Onlar sordukları her sorunun cevabını bizde sanıyorlar. Bazen biz de onların yarattığı bu rüzgara kapılıyoruz ve kendimizi strese sokuyoruz. Halbuki biz de bir sürü şeyi bilmeyebiliriz. Çocuklara bunu hissettirmekte herhangi bir problem yok. Eğer sorunun cevabını bilmiyorsanız basitçe "Bilmiyorum" deyin. Ama çocuğunuzun cevabı nasıl elde edeceğine dair ona bir yönlendirmede bulunmak iyi olabilir.
5. Hangi soruyu geleceğe paslayacağını bil.
Bazı sorular siz cevaplasanız bile çocuğun çok iyi anlayabileceği nitelikte değildir. Bazı bilgiler ise çocuğun yaşına uygun değildir. Cinsellik, din gibi konuların bazı kısımlarını buna örnek verebiliriz. Bu durumlarda çocuğunuza soruyu cevaplamak istediğiniz ancak onun bu konuyu konuşmak için yaşının henüz çok küçük olduğu bilgisini verin. Onunla bu konuşmayı yapabileceğiniz yaşı belirleyin ve ona söz verin.
6. Ertele ama erteliyorsan zaman ayır.
Bazı sorular ise geleceğe paslanamaz ama o an içinde de cevaplanamaz. Tam siz doktora yetişmek için çocuğunuzu elinden tutmuş koşarken "Güneş neden sarı?" sorusunu cevaplamanız gerekmez. "Çok güzel bir soru sordun ama şimdi bunu konuşmanın zamanı değil. Eve gittiğimizde bunu konuşalım." diyebilirsiniz. Tabii bu söylediğinizin inandırıcı olması için çocukla bu konuyu tam da ertelediğiniz zamanda konuşmanız gerek. Eve döndüğünüzde işe güce dalar ve unutur ya da çocuğunuzu geçiştirirseniz çocuk doğal olarak bir sonraki erteleme çabanıza inanmaz.
7. Bazı soruları cevaplamayı ona bırak.
Son olarak, bazı soruların (hatta çoğu sorunun) cevabı konusunda her çocuğun bir fikri vardır. Bu fikri öğrenmek ve üzerine tartışmak çocuklar için bazen bilgi almaktan daha eğlencelidir. Dolayısıyla çocuğunuz size soru sorduğunda sözü ona bırakabilirsiniz.
Uzman Klinik Psikolog Nazlı Akay