Yüzüne gülümseyerek baktığımız küçücük bir bebek bize aynı şekilde karşılık verdiğinde inanılmaz mutlu oluyoruz. O an aklımıza gelmiyor ki “aynalama” yapıyor, bizden gördüğünü bize yansıtıyor. Bu nedenle de çocuklarımızın değer kazanımında sergilediğimiz tutumlar çok önemli. Ben bir anne olarak çocuğumun yeryüzünde kendisi dışında da canlıların olduğu bilinciyle büyümesini çok önemsiyorum. Öğrenmenin hayatın her anında gerçekleştiği tezinden hareketle de kızıma hayvan sevgisini aşılama konusunda şöyle bir yol izliyorum:
- Öncelikle eşimle birlikte gerek kitap üzerinde gerekse canlısını gördüğümüz her hayvanla ilgili konuşuyoruz. Rengi, büyüklüğü, özellikleri gibi o anda o hayvanla ilgili aklımıza gelen ne varsa paylaşıyoruz. Öyle ki karıncaların çok küçük olduğu ve zarar vermemek için üzerinden atlamamız gerektiğini konuştuğumuz 20 aylık kızım ne zaman karınca görse bir süre inceliyor, kendince bir şeyler anlatıyor, gülüyor, (hatta bir seferinde onları gıdıklamaya bile çalıştı) ama yürümeye devam edeceğimizde mutlaka “hooppalaa” diyip üzerlerinden atlıyor.
- Huyunu, suyunu bildiğimiz, ona zarar vermeyeceğini düşündüğümüz hayvanlara dokunmasına izin veriyoruz. O kadar keyif alıyor ki… Hayvanların da bu konudaki içgüdülerine güveniyorum. Kendisine dokunanın bir çocuk olduğunu ve kendisine zarar vermeyeceğini biliyorlar sanki. Bir seferinde bir İran kedisinin az kalsın dile geleceğine şahitlik edecektim. Ünlü çizgi film kahramanı “Elmira” gibi kediyi severken az kalsın canını çıkaracak olan kızıma, patisini kaldırıp kaldırıp “ya sabır” çekerek indirdiğine neredeyse yemin edebilirim.
- Hayvanlarla ilgili kitaplar alıyoruz, birlikte okuyoruz. Yaz döneminde ilk kez canlı bir arı gördüğünde severek okuduğumuz “Arı Bızbız” kitabını hatırladı, sevinçten ne yapacağını bilemedi, coşkuyla ona “cici” yapmaya bile kalktı.
- İlk kez hayvanat bahçesine götürdüğümüzde 15 aylıktı. Hayvanları şaşkınlık içinde inceledi. Sadece kitaplarda gördüğü bazı hayvanları tanıması ise bizi zevkten dört köşe etti. Yaş büyüdükçe anlamlandırmaları farklılaştığından senede bir kez mutlaka gitmeliyiz kararı aldık.
- Yazın sokağa hayvanlar için su bıraktık ve nedenini anlattık. Bir süre sonra her su döküşümüzde “pisi pisi nerdesiiiin?” der hale geldi.
- Son olarak da doğum gününde “balık” kızıma bir balık almayı planlıyoruz. Her gün yemini verme sorumluluğunu ve keyfini yaşaması için…
Biz ebeveyn olarak elimizden geleni vermeye ve elbette ki davranışlarımızla model olmaya çalışıyoruz. Yeryüzünde kendi dışında da canlılar olduğunu farkında, onlara özenli davranan nesiller yetiştirmek dileğiyle…
Psk. Dan. Yelda ARSLAN