Psk. Danışman Elvan Kandemir
Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu İle İlgili Önyargılar
2728

 

Şu anda okumakta olduğunuz yazı “Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğunu” (DEHB) size detaylı ve bilimsel olarak anlatacak bir makale değil. DEHB ile ilgili çeşitli bilimsel tanımlara, tanılama yöntemlerine ve verilere çok farklı ve çok çeşitli kaynaklardan ulaşabilirsiniz. Ayrıca DEHB’nin varlığı yüzyıllardır biliniyor, ama okul başarısının toplumlarda giderek önem kazanmasıyla birlikte dikkat ve öğrenme sorunları aşırı popüler hale geldi. Herkesin dilinde ve giderek yaygınlaşıyor. Ben bu yazıda bilinenlerden çok, DEHB ile ilgili önyargılara değinmek istiyorum. Çünkü yaygın bir sorun haline gelmesi, yelpazesinin çok geniş olması, alternatif birçok tedavi seçeneğinin ortaya atılması ve bazen bir uzman görüşünün diğerininkini tutmaması, bu konudaki yoğun bilgi kirliliği kafaları karıştırıyor ve yanlış anlamalara sebep oluyor.

 

Önce zeka ve hiperaktivite ilişkisine değinmek istiyorum. “Çocuğum çok zeki olduğu için hiperaktif veya çok hareketli” söylemine sıkça rastlanıyor. Oysa DEHB zekadan bağımsız bir bozukluk. Elbette zeki çocuklar gelişim düzeylerine uygun olmayan ortamlarda çok çabuk sıkılırlar ve dikkatlerinin dağınık olduğu düşünülebilir ancak DEHB her zeka seviyesinde görülebilir. Dolayısıyla “çok zeki çocuklar  hiperaktiftir” gibi bir söylemin hiçbir bilimsel dayanağı olmadığının bilinmesi gerekir.

 

Öte yandan çocuklarda arkadaşlarına zarar verme, vurma kırma, kötü söz söyleme gibi davranış bozuklukları görüldüğünde, onlara hemen bir “hiperaktif” etiketi yapıştırma eğilimi var. Ancak hiperaktivite bir davranış bozukluğu değildir. DEHB’nin bilimsel belirtilerine bakıldığında aşırı hareketlilik ve isteklerini erteleyememe sorunlarını içerdiği görülür, ancak hiperaktivitiye çoğunlukla davranış bozuklukları eşlik etmez. Bir başka deyişle DEHB tanısı konan çocuklar yaramaz ve kural tanımaz çocuklar olmak zorunda değillerdir.

 

Bir başka yaygın önyargı, dikkat eksikliği olan her çocukta hiperaktivitenin de olduğudur. Ancak aksine her dikkat eksikliği olan çocukta hiperaktiflik olmayabilir. Hatta sadece dikkat eksikliği olan çocuklardan bazıları son derece durgun olabilirler. Öte yandan, bir çocuğa DEHB tanısı konması için aşırı hareketli olması şartı da yoktur. “Dikkatsizlik” DEHB yelpazesi içinde yel alır ve bir alt tiptir. Ve bu alt tipte aşırı hareketlilik görülmeyebilir. Demem o ki, bir çocukta sadece dikkat eksikliği olup hiperaktivite olmayabilir ama DEHB tanısı konabilir ya da başka bir çocukta her iki birden de bulunabilir. Bu durumun bir kuralı yoktur.

 

Ebeveynler “Canı isterse çok dikkatli ama iş derse geldiğinde dikkat eksikliği var. Bence bilerek yapıyor” ya da “işine geleni duyuyor, işine gelmezse duymuyor” derler. Bilinmesi gereken, özellikle dikkat eksikliği durumunda, belirtilerin görev ve sorumluluk alanıyla sınırlı olduğudur. Yani, çocuk dersin başına bir türlü oturamaz, otursa da sıkıntı basar ve başka bir şeye yönelebilir ama bilgisayarın başına geçip en ince ayrıntılı oyunlara dikkatini verebilir ve çok uzun zaman bilgisayar başında oturabilir. Dikkat Eksikliği Bozukluğu sorunu olan çocukların görsel uyaranlara dikkat vermede sorunları olmayabilir, ama dikkatin görev ve sorumluluk alanına yöneltilmesinde ve sürdürülmesinde sorunları vardır. Aynı şekilde çocuk dikkat alanına gireni duyar, ama çoğu zaman daldığından sizi duymayabilir.

 

Diğer bir yaygın inanış, DEHB olan çocukların ailelerinde problem olduğu yönündedir. Yani, bu ailelerde çocuklarına karşı tutum ve davranış bozuklukları ya da aile içi sorunlar vardır. Doğru değildir, çünkü DEHB aile tutumlarıyla doğrudan ilgili değildir. Yanlış tutum ve davranışlar, elbette çocukta görüntü olarak DEHB’yi çağrıştıran sıkıntı ve rahatsızlıklara sebep olurlar, ancak DEHB oluşumuna neden olmazlar. Sadece var olan DEHB belirtilerini arttırabilirler. Güzel haber, olumlu aile tutumlarının var olan DEHB’nin ortadan kalkmasında etkili olduğudur.

 

Yanlış beslenme ile DEHB’yi ilişkilendirmek de çok yapılan bir yanlıştır. DEHB’nin beslenme ile bir ilişkisi yoktur. Zaman zaman B vitamini eksikliği gibi beslenme ile ilgili durumlar benzer tabloların ortaya çıkmasına ya da var olan DEHB’nin şiddetlenmesine yol açsa bile bilmelisiniz ki, çocuğunuzun yetersiz veya yanlış beslenmesi DEHB’ye neden olmaz.

 

Ve DEHB’nin tedavisinde kullanılan ilaçlarla ilgili önyargılar var. Aileler tedavi için önerilen ilaçlara “okul zamanı kullanalım, hafta sonları veya tatillerde kullanmayalım, idare edelim” düşüncesiyle yaklaşıyorlar. Oysa hiperaktif çocuklara notları artsın veya öğretmenler sınıfta daha rahat ders yapsın diye ilaç verilmiyor. Bu çocukların aşırı hareketli olma, sonunu düşünmeden hareket etme sorunları da var. İlaç onları istenmeyen kazalardan koruma, arkadaş ilişkilerini düzenleme, şiddete maruz kalmalarını engelleme, dikkatsiz, unutkan, dalgın olmalarını önleme gibi nedenlerle de veriliyor. Dolayısıyla isteğe bağlı değil. Bu tedavinin size mutlaka çok araştırıp bulduğunuz, güvenilirliği tartışılmaz bir çocuk psikiyatristi tarafından verildiğini düşünüyorum. O halde onun dediği şekilde uygulamak en doğrusudur. Okul öncesi dönemde mutlaka ilaç dışı tedavi seçeneklerinin üzerinde çok daha fazla durulacaktır.

 

DEHB basit bir aşırı hareketlilik ve dikkat sorunlarından ibaret olmadığını hatırlatmadan geçemeyeceğim. Dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu önemli bir tıbbi hastalıktır. Çok ciddi problemlere neden olabilir. Önyargılarınızı bir kenara bırakıp rakibinizi ciddiye almanızı öneririm. “Ha bugün ha yarın düzelir” diyerek işi zamana bırakmamak gerek, çünkü DEHB erken tanı ve tedaviyle düzelebilen bir hastalık.

 

Psk. Dan. Elvan KANDEMİR

Psk. Danışman Elvan Kandemir