Günümüzde her kültür ve toplumda çocukların önemli bir bölümünde dikkat eksikliği, aşırı hareketlilik gözlemlenmektedir. Erkek çocuklarda kız çocuklara oranla 3 kez daha fazladır. Okulun hemen her sınıfında bu soruna sahip bir-iki öğrenciye rastlanabilir. Belirtiler 4-5 yaşlarında belirginleşir. Bazı çocuklar ise bebekliklerinden itibaren huysuzlukları, az uyumaları ve az yemeleri ile dikkat çekerler. Okul dönemine girdiklerinde dikkat eksikliğine bağlı öğrenme sorunları başlar. Arkadaşlarıyla sorun yaşarlar. Ergenliklerinde okul başarısızlıklarının yanı sıra davranış sorunları ve aileye karşı aşırı tepkileriyle kendilerini belli ederler. Ergenlikte aşırı hareketlilik azalır, çabuk sıkılma ve dikkat eksikliği artar.
Aşırı Hareketlilik (Hiperaktivite): Her çocuk normalde hareketlidir. Koşar, düşer, gürültü çıkararak oynar, doğaldır. Ancak DEHB (Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu) olan çocuğun hareketliği aşırıdır ve yaşıtlarıyla kıyaslandığında farklılık hemen anlaşılır. Genellikle bu çocuklar sürekli hareket halindedirler. Enerjileri bitmek tükenmek bilmez. Yükseklere tırmanır, oradan oraya atlar, koltuk tepelerinde gezer, ev içinde koştururlar. Sözden anlamazlar. Sakin bir şekilde oynamayı beceremez, belli bir süre sakin bir şekilde oturmayı başaramazlar. Oturmak zorunda kaldıklarında elleri ayakları kıpır kıpırdır. Çok konuşur, iki kişi konuşurken sık sık lafa girerler. Masanın başında oturamaz, derslerini uygun mekanlarda çalışamazlar.
Dikkat Eksikliği: Çocukta dikkat kusuru özellikle eğitim hayatının başlamasıyla belirginleşir. Okul öncesi dönemde de her şeyden çabuk sıkılan ve bıkan bu çocuklar, oyuncaklardan dahi sıkılıp onları parçalamayı tercih edebilirler. Okula gitmeye başladığında öğrenmeye karşı ilgisizdirler. Ödev yapmayı sevmezler. Masanın başına oturamaz, otursalar dahi tuvalete gitme, su içme gibi bahanelerle sık sık masa başından kalkarlar. Anne/babayı ders çalışırken sürekli yanlarında isterler. Üzerlerine aldıkları bir işi bitirmekte zorlanır, bir işi bitirmeden hemen diğerine geçerler. Kendileriyle konuşulduğunda sanki konuşanı dinlemiyormuş görüntüsü verirler. Bir komutu ancak birkaç defa söyledikten sonra yerine getirebilirler. Bu çocuklarda genellikle kendine güvensizlik de mevcuttur. Sınıfta dersi takip etmekte zorlanırlar. Dışarıdan gelen uyarılarla dikkatleri çabuk dağılır. Ders sırasında elindeki kalem, oyuncak gibi malzemelerle uğraşır, dersi takip edemezler, sıkılırlar ve sınıfın da dikkatini dağıtırlar. Okuma ve yazma kaliteleri yaşıtlarından kötüdür. Defter düzeni ve yazıları bozuk olabilir. Okurken sık hata yaparlar ve cümlelerin sonuna kelime uydurabilirler. Unutkandırlar. Sık sık eşyalarını kaybederler. İyi öğrendiklerini düşündüğünüz bir şeyi çabuk unutabilirler. Kendilerine uygun bir çalışma düzeni ve sistemi geliştiremezler. Okuma ve yazmayı genellikle sevmezler. Hikaye ve roman türü kitapları okumaya karşı da isteksizdirler. Sınavlarda dikkatsizlik ederler. Sabırsızlıkları nedeniyle soruları hızlı okurlar. Tam okuyamaz ya da yanlış okuyabilirler. Çok iyi bildikleri bir soruyu dahi yanlış cevaplayabilirler. Test sınavlarında çeldiricilere kolaylıkla kanarlar. Özellikle ilkokula başladıkları yıllarda sınav kağıdını çabuk vermeyi marifet sayarlar. Ev içinde günlük yapmaları gereken işler konusunda sorumluluk almak istemezler. Genellikle dağınıktırlar ve kurallardan hoşlanmazlar.
Dürtüsellik (İmpulsivite): Sonunu düşünmeden eyleme geçme olarak tarif edilebilir. Sabırsızlıkları, sırasını beklemekte güçlük çekmeleri ve yönergeleri dinlemeleri tipiktir. Kendisi ve çevresindekiler için zararlı olabilecek fevri hareketleri ve sınırlarını aşabilmeleri sorun yaratır. Olaylara aşırı tepki vermeleri, fiil ve sözle arkadaşlarını rahatsız etmeleri, toleranssız ve memnuniyetsiz olmaları toplum içinde istenmeyen adam ilan edilmelerine neden olur.
Nedenleri: Annelerin hamilelikte ilaca maruz kalmış olmaları, enfeksiyonlu hastalıkları, zor doğumları, genetik faktörler çocuklarda DEHB’a neden olabilmektedir. Kaotik aile yapısında yetişen, ağır ihmal, beslenme bozuklukları ve tacize maruz kalmış çocuklarda da DEHB belirtileri gözlenebilmektedir. Ağır metal (cıva, alüminyum... ) zehirlenmeleri, bazı aşılar, corticoid ilaçlar, ruhsal travmalar, gıda entoleransları, alerjiler, beslenme yetersizlikleri de DEHB tetikleyicileridir. Cep telefonları, bilgisayarlar, televizyonlar, elektronik oyunların yaydığı elektromanyetik kirlenmenin de çocukların sinir sistemini etkileyip küçümsenemeyecek oranda DEHB nedeni olduğu artık kanıtlanmıştır.
Biorezonans ile Tedavi: Her çocuğa özel programlanan Biorezonans terapilerinin etkileri memnuniyet vericidir. Biorezonans testleri çocuklarda DEHB’e neden olabilecek gizli alerjileri, gıda entoleranslarını, ağır metal zehirlenmelerini kolaylıkla saptamaktadır. Her çocuğun metabolizmasına özel beslenme rejimleri ile (casein, fosfat, gluten, laktoz perhizi gibi) birlikte uygulanan biorezonans terapileri metabolizmayı kuvvetlendirir. Toksin ve eski aşı kalıntılarını temizler, salgılama fonksiyonlarını düzene sokar. Elektromanyetik kirlenme ve ağır metalleri vücuttan uzaklaştırır. Böylece çocukların vücutları kronik enfeksiyonlardan, alerjilerden ve entoleranslardan arındırılmış olur. Bu engeller kalktığında DEHB'de önemli iyileşmeler kaydedilmektedir
NOT: Bu yazı, Op. Dr. Hasan İlkehan’ın blogundan (http://drhasanilkehan.blogspot.com.tr/) izni dahilinde alıntılanmıştır.