Uzm. Kl. Psikolog Nazlı Akay
Dokunmak ve Dokunulmak Üzerine: Peki Nasıl?
2168

 

Geçen hafta dokunmanın ve dokunulmanın hem biz hem de çocuklarımız için ne kadar önemli olduğundan bahsetmiş ve çocuklarınızı dokunarak sevmenizi tavsiye etmiştim. Bu hafta, bunun nasıl olabileceğine dair olası soru işaretlerini gidermek isterim.

 

Öncelikle bir yetişkinin bir çocuğa nasıl dokunacağını bilmesi lazım. Çünkü bebekler, biz yetişkinler gibi detaylı ve sistematik olarak yapamasa da ilk deneyimlerini kaydedebiliyorlar. Üstelik daha önce de belirttiğim gibi, dokunmanın anne ve bebek ile baba ve bebek arasındaki iletişimi kurmada önemli bir rolü var. Ancak kendi bebekliğinde ya da çocukluğunda uygun şekilde “dokunulmamış” olan insanlar, repertuarları bu konuda eksik kaldığı için haliyle başkalarına nasıl dokunmaları gerektiğini kestiremezler.

 

Dokunmak ve dokunulmak deneyimsel bir şey olduğu için doğru dokunmayı yazı ile tarif etmek zor, ancak bazı püf noktalarını aktarmayı deneyeceğim. Sizler de dokunma konusunda güvendiğiniz birine uygulama yapıp, ya da onun bebeğinizle/çocuğunuzla iletişimini gözlemlemesini sağlayıp ondan geribildirim alabilirsiniz. Öncelikle, dokunmanın içerdiği iletişim mesajını taşıyabilmesi adına, dokunanın dokunulanı o andaki tek odağı haline getirmesi önemli. Çocuğunuza temas ederken aklınızda başka şeyler, içinizde başka duygular sizi meşgul ediyorsa ona sevildiğini hissettiremezsiniz. Göz temasını mümkün olduğu kadar koparmayarak dikkatinizi çocuğunuzda odaklayabilirsiniz. Zamanlama olarak hem bebeğinizin/çocuğunuzun hem de sizin görece sakin olduğunuz saatleri kollayın. Uyku vakti bu tarz bir deneyim için idealdir. Çocuğu sakinleştirir ve uykuya rahat dalmasını sağlar.

 

Dokunma mümkün olduğu kadar yumuşak ve yavaş hareketlerle olmalı. Örneğin her akşam yatmadan önce birlikte el ve ayaklarınızı kremleyebilirsiniz ve çocuğunuza basit bir masaj yapabilirsiniz. Fakat çocuğun cinsel anlamda uyarılabileceği yerler her ne koşulla olursa olsun sizin dokunmanız için değildir. Fış fış kayıkçı gibi dokunma ve teması içeren oyunlar oynamak, say bak gibi temas içeren şarkıları birlikte söylemek de olumlu dokunma deneyimleri yaratır.

 

Çocuğa dokunan kişi, çocukla temas yolu ile bir diyalog kurar. Uzun monologlardan kimsenin hoşlanmadığı gibi, bir bebek ya da çocuk da sadece sizin istediğinizin olmasından ve yapılacak her şeyi sizin kontrol etmenizden hoşlanmaz. Bu yüzden oyunlara ve dokunma deneyimlerine çocuğun isteklerini, fikirlerini de katmak gerekir. Deneyimi diyaloğa dönüştürebilmek için çocuğunuzla ilgili dikkatli bir gözlemci olun. Ona sorular sorun, aynı oyunu size yapmak istiyorsa izin verin. Duygularını, isteklerini ve düşüncelerini ona yansıtın (“Fış fış kayıkçı çok hoşuna gitti”, “Sen başka bir oyun oynamak istiyorsun” gibi).

 

Dokunma deneyimlerinin başka bir önemli özelliği daha var. Az önce gözlemin önemli olduğunu yazmıştım. Bebeğinizin/çocuğunuzun dokunma deneyimindeki tepkilerini gözleyerek otizm tarzı bozuklukları erkenden yakalayabilirsiniz. Eğer çocuğunuz dokunulmaktan ciddi anlamda rahatsız oluyorsa, sizinle göz teması kurmuyor, hemen gözlerini kaçırıyorsa ve insanlarla sosyal etkileşimi gittikçe azalıyor, gittikçe kendi dünyasına kapanıyorsa bir ruh sağlığı profesyonelinden randevu almanızı tavsiye ederim.

 

Geribildirimleriniz ve sorularınız için benimle bağlantıya geçmekten çekinmeyin.

 

Uzm. Kl. Psk. Nazlı Akay

Çocuk ve Yetişkin Psikoterapisti

Uzm. Kl. Psikolog Nazlı Akay