Yaradanın, bir bebeğin dünyaya geliş sürecinde başrolü kadınlara bahşetmiş olması, büyük bir lütuftur… 9 ay boyunca onu kendi bedeninde taşımak, onunla bir hissetmek, dünyaya geldikten sonra bağın daha da güçlenmesi derken, anneler olarak ayarı biraz kaçırabiliyoruz :) Öyle ki, biz olmazsak sanki dünya bile dönmeyecekmiş gibi bir tutkuyla yapışabiliyoruz çocuğumuza. Eşimiz de bizim açtığımız alan kadar var olabiliyor çocuğunun yaşamında. Hele ki ekstra bir gayreti yoksa vay haline… Anneler olarak babalık rolünü bile gönüllü üstlenebiliyoruz. Sonra da, çocukla yeterince ilgilenmiyor diye söyleniyoruz da söyleniyoruz. Oysa çocuğun hayatında babanın rolü ne kadar da önemlidir…
Her şeyden önce hormonların bizi bizden aldığı, hangi duygularımızı nasıl tetikleyeceğinin kestirilemediği hamilelik sürecinde, eşin desteği gibisi yoktur. Her ihtiyaç duyduğumuzda yanımızda olan, beden algımızın yerlerde olduğu zamanlarda bile gözümüzün içine sevgiyle bakmayı sürdüren, bizim için anlamlı, tüm insanlık için anlamsız görünen isteklerimize anlayışla yaklaşan baba adayları, çocukları için ilk yatırımı yapmış olurlar. Mutlu anne, mutlu bebektir çünkü…
Diğer yandan baba demek; otorite demektir, güven duygusu demektir, ayakların yere sağlam basması demektir. Babanın çocuğuna verdiği sevgi, ilgi ve güven çocuğu güçlü hissettirir. Bu güçlü hissediş de, güvenli bir duruşa, yeniliklere açık olmaya, deneme cesaretine, pes etmemeye ve daha pek çok beceriye zemin hazırlar, itici bir güç olur.
Babanın çocuğun yaşamındaki bir diğer önemli işlevi de, cinsel kimlik gelişimi ile ilgilidir. Erkek çocukları için rol model olması açısından, kız çocukları içinse karşı cinsle ilişkinin temelini oluşturması bakımından babanın rolü yadsınamaz.
Son olarak dikkati çekmek istediğim bir diğer konu da, anne babalar olarak çocuklarımızla farklı tarzda ilgileniyor oluşumuz. Kullandığımız dil farklıdır, oynadığımız oyunlar farklıdır, durumları ele alış biçimlerimiz farklıdır vb. Dolayısıyla, tüm bu farklılıklar da çocuğumuzun bilişsel gelişiminden, sosyal ilişkilerine, dil gelişiminden duygusal olgunluğuna kadar tüm gelişim alanlarına olumlu katkılar sağlar. Bu konuda yapılmış pek çok araştırma da mevcuttur.
Kısacası sevgili babalar, varlığınızın çocuğunuzun hayatındaki önemini küçümsemeyin. Doğduğu andan itibaren çocuğunuzla kısa süreli de olsa mutlaka her gün birlikte vakit geçirin. Unutmayın ki, hiç kimse annenin yerini tutamayacağı gibi, hiçbir anne de sizin yerinizi alamaz…
Psk. Dan. Yelda ARSLAN