Psk. Danışman Yelda Arslan
HAMİLELİK SÜRECİNDE BABANIN ROLÜ
4061

           

 

            Hamilelik başından sonuna kadar bir kadının yaşayabileceği en olağan üstü duygu. Bunun yanında hormon dengesinin alt üst olması ile “SEN SEN DEĞİLSİN” diye de özetlenebilecek tuhaf bir süreç. Elbette ki herkes bu süreçten farklı etkileniyor. Hiç unutmuyorum bir arkadaşım “bu nasıl bir şey yaa reklamları izlerken bile ağlayasım geliyor” demişti de çok gülmüştüm. Laf aramızda benim de bir komedi filmini izlerken ağlamışlığım var. Hangisi söylemeyeceğim çok gülersiniz :).

           

            Tuhaf diye tanımladığım bu süreçte, bir yandan iştah durumun ile boğuşurken (ilk aylar bir şey yiyesin gelmez, sonra doyasın gelmez gibi) bir yandan da beden imajına alışman gerekir. Kimisi mide bulantısı ile cebelleşir, kimisi kramplarla. Cilt bozulur, aynaya bakar kendini beğenmezsin. Bir dönem çabuk yorulursun, bir dönem her yeri yatak, her şeyi yastık olarak görürsün. Üzerine bir hassasiyet çöker her şeye ağlayasın gelir. Çocuk sahibi olmayı çok istediğin halde bedeninde bir canlının varlığı ve hatta hareket ediyor oluşu bir an için dehşete düşürür seni. Gün gelir ayaktayken yere bakarsın ayaklarını göremezsin :). Tüm bunları anlatma nedenim her ne yaşıyorsan yaşa, yalnız olmadığın gerçeği… Tüm hamileler bu ve benzeri durumları az ya da çok yaşar. Bu süreçte insanı iyi hissettiren bir başka etken daha vardır ki o da ilgili bir eş.

 

            Biz kadınlar tüm bu zorlu süreçleri yaşarken aslında hamile kaldığımızı öğrendiğimiz andan itibaren “anne”yizdir. 9 ay boyunca bebeğimizle “bir” hissederiz. Oysa ki babalar, baba olduklarını ancak bebeklerini kucaklarına aldıklarında tam olarak hissedebilirler. Bu demek değildir ki varlıklarının önemi doğumla başlar. Kendi deneyimimden söyleyebilirim ki ben çok şanslı bir hamileydim. Her gün kızı ile konuşan, ona gününü anlatan ve onunla iletişim kurmaya çalışan bir eşim vardı. Öyle ki kızım gün boyu benim sesimi duyduğundan onunla konuştuğumda bana tepki vermezdi. Akşam olup da babası “kızıııım” diye başladığı anda pata küte başlardı bizimki tekmelemeye. Valla kıskanmadım dersem yalan olur. Bu sevgi bağının bir diğer somut göstergesini de doğumdan hemen sonra yaşadık. Ameliyathaneden feryat figan çıkan kızım babası ile ilk karşılaşmasında “kızım dünyaya hoş geldin” cümlesini duyduğu anda sustu :). Tanıdığı, bildiği, sevdiği “ses” karşısındaydı.

 

            Diyeceğim odur ki bebeği 9 ay boyunca besleyen, taşıyan biz olsak da gerek bize verdiği duygusal destekle, gerekse bebeği ile en başından itibaren iletişim kurmaya çalışmasıyla babaların bu süreçteki rolü çok önemli. Haydi ne kadar önemli bir görevleri olduğunu onlara anlatmaya :)…

 

Psk. Dan. Yelda ARSLAN

Psk. Danışman Yelda Arslan