Bahar aylarında okul öncesi çocukları ile yaptığım bir grup çalışmasında, çocuklardan bazılarının çimenlere oturmak istemediklerini ve yerdeki en ufak böceklerden dahi korktuklarını gördüğümde açıkçası şaşırmıştım. Çocukluğumun büyük bir kısmını sokaklarda oyun oynayarak, çamurdan şekiller yaparak, ağaçlara tırmanarak geçirmiş biri olarak çocukların doğadan bu kadar uzaklaşmış olmasına açıkçası üzülmüştüm. Şu an var olan koşullar içerisinde çocukların bizler kadar serbest sokaklarda oyun oynaması mümkün olmasa da, onların hareket etmelerini kısıtlamadan koşturabilecekleri, doğayı tanıyabilecekleri imkanlar sunuyor muyuz acaba?
Çocukların beden ve zihin gelişimleri için hareket etmeleri, dokunmaları, deneyimler kazanmaları gerekir. Ayaklarının üzerinde durabilme becerisini kazanması ile birlikte ev içerisinde çocuk önde, arkada çocuğun bakımını sağlayan kişinin olduğu bir süreç başlar. Ev ortamında bulunan eşyaların çocuklara zarar verebileceği endişesi ile çocuğun korunmasına için önlemler alınmaya başlar. Bunların arasında ev ortamında yaşanabilecek kazaların olmasını engelleyecek alınması gereken önlemlerden bahsetmemekteyim. Çocuğun sürekli olarak peşinde dolaşmak istenilmediğinde ya da yapılması gereken başka işler olduğunda televizyon, ipad ya da cep telefonu verilerek belli bir noktada sabit kalınması sağlanır. Bu şekilde çocuğun nerede olduğu ve ne yaptığı kontrol altına alınmış olur. Çocuk doğası gereği hareket etmek, koşmak isterken önüne sunulan bu seçeneklerden dolayı kısıtlanır. Burada bahsettiğimiz bu durumların sürekli tekrarlanması halinde geçerlidir.
İskoçya`da yapılan bir araştırmaya göre, günümüzde 3 yaşında bir çocuğun 25 yıl önceki akranlarından daha kilolu olduğu, fakat bunun çok yemekle bağlantılı olmaktan çok fiziksel aktivitenin aşırı azalmasından dolayı olduğu ortaya konulmuştur. Sadece çocukların değil yetişkinlerin de yararlanacakları ortamların sınırlı olduğu büyük şehirlerde, çocukların istedikleri kadar koşabilecekleri yerlere gitmek için çaba gösterildiğini düşünüyor musunuz? Çağımızda özellikle alışveriş merkezlerin her köşe başında açıldığını ve bu merkezlerin çocuklara yönelik bir takım aktivite imkanları sağladığını görüyoruz. Buralarda da çocuklar için güzel etkinlikler olmasına rağmen, havaların güzel olduğu zamanlarda güneş alabilecekleri, çimenlerde oynayabilecekleri yerlere götürmenin çocukların gelişimi açısından daha yararlı olacağını düşünüyorum. Bu tip yerlerde top oynamanız, bisiklete binmeniz, saklambaç oynamanız ya da sadece koşmanız hem sizlerin çocuklar ile birlikte iyi vakit geçirmesine imkan sağlayacak, hem de onların beden ve zihin gelişimleri olumlu olarak etkileyecektir.
Gelişmiş ülkelerde Eğitim Merkezi Konseyi tarafından yapılan bir çalışma kapsamında 1960`lı yıllardan itibaren Japonya`da çocukların fiziksel becerilerinde 80’li yılların ortalarında başlayan kötü bir gidişin olduğundan bahsedilmektedir. Çocuklar artık geçmişte olduğu kadar hızlı koşamıyor, yükseğe zıplayamıyor, topu eskiden olduğu kadar uzağa fırlatamıyor veya tutamıyorlar. Merkez Konsey azalan fiziksel gücün yaşam tarzlarındaki değişime, video oyunların artmasına, fiziksel aktivite için daha az yer olmasına ve yetersiz beslenmeye bağlamaktadır.
Bu noktada çocukların bilinçlendirilmesinde anne babalara yine büyük görev düşmektedir. Çocuklara hareket edebilecekleri alanlar sağlamanın yanı sıra, doğayı korumanın önemini vurgulamak, hayvanları sevmeyi ve korumanın öğretilmesi için de ayrıca çaba gösterilmesi önemlidir. Evinizde çocuğunuz ile birlikte küçük bir saksıda yetiştirebileceğiniz çiçek, parka giderken yol üzerinde yer alan ağaçların hangi ağaçların olduğunun söylemek, bu yaz sıcaklarında hayvanlar için kaplara su ve yemek koyarak bırakmak herkesin yapabilecekleri küçük adımlar bence. Uzm. Klinik Psikolog Nazlı AKAY`ın da yazısında belirttiği gibi (http://test.ailedenokula.com/article/2151_hareket-edelim) kirlenmek güzeldir hem çocuklar hem de bizler için.
Kaynak: Sue PALMER. Zehirlenen Çocukluk. İletişim Yayınları, 4.Basım, İstanbul, 2014.
Psk. Dan. Selda MUTLU