Psk. Danışman Yelda Arslan
Helikopter Anne Babalar
2134

 

Bu tanımlama; çocuğunun üstüne çok düşen, aşırı korumacı, çocuğunu sanki tepesindeki helikopterden izleyip ihtiyaç duyduğunda hop yanına inişe geçip müdahalede bulunan anne babalar için kullanılır. Her ne kadar Amerika’da 2000’li yıllarda yaygın kullanılmaya başlasa da metafor olarak ilk dile getirilişi 1969 yılında “Between Parent & Teenager” isimli bir kitapta olmuş.

 

            Helikopter anne babalar sıklıkla çocuklarının eğitim hayatı, güvenliği, okul dışı aktiviteleri vb konularda takıntılı davranmakla, çocuklarının onlara ihtiyaç duyup duymadığını önemsemeden sürekli yanlarında bulunmakla, çocuklarına en ufak sorunda tuzla buz olabilecek bir kristal gibi davranmakla ve çocuklarının ilgilerini, yeteneklerini göz ardı ederek onları aktiviteden aktiviteye sürüklemekle itham edilirler. Kendi tanımlamaları ise “ben sadece ilgili bir anneyim / babayım” şeklinde olur. Peki nedir anne babaları böyle davranmaya iten? Elbette ki her anne baba çocuğu için en iyisini ister ve elinden geleni yapar. Ancak “ideal / mükemmel çocuk yaratma” girişimi ve “çocuğum ya baş edemeyeceği bir sorunla karşılaşırsa” endişesi bazı anne babaları bu noktaya getirir. Mükemmeliyetçi ve kontrolcü, eğitim düzeyi yüksek anne babalarda bu davranış modeli daha çok görülür. Bu durum son yıllarda yurt dışında sosyolojik ve psikolojik bir sorun olarak ele alınmaktadır. Ne sakıncası olduğuna gelirsek…

 

  • Aşırı korumacı tutumlar, çocukların bağımsızlaşma sürecini ve kendi işini kendi halledebilme becerisini olumsuz etkiler.

 

  • Çocuklar bir aktiviteden diğerine koşturulduklarından boş zamanları olmaz, kendi başına bir şeyleri keşfedebilme becerileri körelir. Hatta “yapacak bir şeyin olmayışı / sıkılma” durumu ile de baş etmekte zorlanırlar.

 

  • Hayatlarındaki her detayın birileri tarafından halledilmesine alıştıklarından seçim yapabilme ve karar verebilme becerileri zayıflar ve insiyatif alamazlar.

 

  • Her sorun durumu onlar adına çözüldüğünden sorun çözme becerileri yeterince gelişemez.

 

  • Sürekli izlenip takip edildiklerinden gerçek benliklerini ortaya koymakta zorlanırlar.

 

  • Beklentilerin yüksekliği ve aşırı mükemmeliyetçilik çocuklarda kızgınlık, yetersizlik, güvensizlik, anne babaya bağımlılık ya da tam tersi asilik şeklinde kendini gösterebilir.

 

  • Anne babalar “artık kendi ayakları üzerinde durabilir, elimi üzerinden çekeyim” dediği noktada da çocuklar (40 yaşına bile gelse) deneyim eksikliğinden günlük yaşam becerilerini tek başına sürdürmekte zorlanırlar.

         

          Uzun lafın kısası kaş yapayım derken göz çıkarmamak lazım. Çocukların sürekli olarak korunması ve üstlerine düşülmesi ileriki yıllarda sağlıklı ilişkiler kurmalarını ve ayakları üzerinde durabilen özgüvenli bireyler olmalarını engeller.

 

Psk. Dan. Yelda ARSLAN

Psk. Danışman Yelda Arslan