Uzm. Kl. Psikolog Nazlı Akay
İnanmak ve İyi Olmak
2941

İnanmak, tüm canlıların ihtiyacı.

 

Çünkü hayatta kalmak, inanmaya bağlı. Eğer her ateşe el uzattığınızda yanacağınıza inanırsanız, her seferinde elinizi yakmazsınız.

 

İnanmak, aynı zamanda bir tehlike.

 

Çünkü intihar bombacısı olduğunuzda cennete gideceğinize inanırsanız kendiniz dahil yüzlerce insanı öldürebilirsiniz.

 

İnanç iki ucu keskin bir bıçak gibi, bazı inançlar bize huzur, bazıları zarar veriyor. Bazıları ise ikisine birden sebep oluyor.

 

Ruh sağlığımızı ve "iyi olma" halimizi ele alalım. Hepimiz mutlu ve huzurlu olduğumuz bir hayatın, doğru seçimlerin ve adil bir dünyanın peşinde koşuyoruz.

 

Oysa bu ulaşması zor bir ideal.

 

İdeallerimiz ve gerçeklik illa ki bir yerde birbirinden ayrılıyor. Yol ayrımında bakakalırken hepimiz farklı tepkiler veriyoruz. Kimimiz depresyona giriyor, kimimiz hayatı ve varlığı sorgulamaya başlıyor, kimimiz tam tersine hayatı hafife alarak yaşıyor, kimimiz ise gerçekliği bir kenara atıp hayal dünyasına saplanıyor. Kimimiz kendi dışında unsurların hayatını bozduğuna inanıyor, kimimiz onlarla karşılaşmaktan kaçınmaya başlıyor. Bu noktada hepimizin ortak noktası bir: Hayatımızı kontrol etmek. Neyin yanlış olduğunu bildiğimizde, yanlışı düzeltir ve önlem alırız.

 

İnanç, işte bu sırada devreye giriyor. Bize hayatın anahtarını verdiğini iddia eden kişiler çıkıyor. Kitaplar yazıyor, seminerler veriyorlar. Bu kişiler, onların öğütlerinin takip edilmesi durumunda mutlu, sağlıklı ve bolluk içinde bir hayatı vaat ediyorlar. Bazıları zamanla bir tür guruya dönüşüyor. Ortak noktaları ise bir: Hepsinin herkese sunduğu pratik bir reçete var. Anlaşılır ve uygulanması kolay bir fikri alıp, "mucize iyileşme" hikayeleri ile süslüyorlar.

 

Oysa biz insanlar o kadar basit değiliz. Günlük problemlerimiz bir antibiyotiklik bakteri değil.

 

Bizler, doğduğu andan itibaren kişiliği, eğilimleri ve deneyimleri ile şekillenen ve her olayla şekillenmeye devam eden kişileriz. Hepimizin bazılarını bizim bile bilmediğimiz motivasyonlarımız ve arzularımız var.

 

Biz bize benzeriz ama biz birbirimiz değiliz.

 

Böyle karmaşık bir yapıya bir de insanlar arası ilişkileri ekleyin, neden işin bir "iyi düşün, iyi olsun" ile çözülemeyeceğini anlayacaksınız. Klinik psikologlar, ve bazı psikolog ve psikiyatristler bu karmaşayı anlamanın ve yoluna koymanın senelerce eğitimini alıyor. Üstüne tecrübe kazanmaları gerekiyor.

 

Buna rağmen psikolojiyle alakası olmayan pek çok kişinin basit reçetelerle ortaya çıkıp insanı bir seansta iyi ettiklerini iddia etmeleri de bana dokunuyor. İsim vermem gerekmiyor, kitap evlerinin en çok satanlar listesinde bu kitaplardan birkaç tane göreceksiniz, bir arkadaşınız illa ki birinin "özlü sözünü" sosyal medyada paylaşacak.

 

Sizden ricam dikkatli olmanız. İnsanların psikolojisini emanet almak kolay değil. Sadece yetkin kişilere emanet edeceğiniz sağlığınızı şarlatanların para kazanması için tehlikeye atmayın.

 

Uzman Klinik Psikolog Nazlı Akay

Uzm. Kl. Psikolog Nazlı Akay