Yaratıcı drama dünyada ve ülkemizde çocuk eğitiminde gün geçtikçe yaygınlaşan bir kavram. Yaratıcı drama etkinlikleri uygulanırken oyunlar, rol oynama, doğaçlama, hikâye oluşturma ve dramatizasyon gibi etkinlikler kullanılır. Özellikle doğaçlama ve dramatizasyon teknikleri tiyatro ile eşleştirildiği için tiyatro yaptıkları zannedilir.
Tiyatro ve yaratıcı drama eğitmeni olarak çok açıkça şunu söylemeliyim ki yaratıcı drama tiyatro değildir. Zaten çocuk daha kendi kişiliğini ve kimliğini geliştirmeden tiyatro yapamaz. Tiyatro uğraşı için en erken yaş on altı yaş ve üzeridir. Birçok anaokulunda yaratıcı drama derslerinin ardından okul yönetimleri ve veliler tarafından istek üzerine yıl sonunda çocuklardan tiyatro gösterileri beklenir. Oysa bu çocuğun doğasına aykırıdır. Çocuk tiyatro sahnesine çıkar ve en iyi yapabileceği şeyi kendisini oynar. Sevgili anne babalar ve seyirci için bu “minyatür yetenek” hoşluk yaratır ve alkışlanır. Çocuğun onca kalabalık karşısında sahnede rolünü canlandırmasının beklenmesi çocuk için ne büyük strestir bir düşünsenize? Aynı kalabalığın karşısında bir yetişkini çıkarsanız aynı stresi yaşayacaktır.
Peki yaratıcı drama denir?
Kitabi bir tanımla, “Her hangi bir konuyu, doğaçlama, rol oynama gibi tekniklerden yararlanarak, bir grupla ve grup üyelerinin birikimlerinden, yaşantılarından yola çıkarak canlandırmalar yapmaktır.” (Adıgüzel, Ö. 2006)
Oyun, çocuk eğitiminde yadsınamaz bir öneme sahiptir. Çocukta öğrenme taklit etme ile başlamaktadır. Çocuklarınıza bakın onların halinde tavrında konuşmalarında sizleri göreceksiniz. Çocuklar, hayali ve gerçek yaşantılar ile davranışları arasında fiziksel ve bilişsel bağlantılar kurabildikçe, taklit becerileri gelişmekte ve oyuna dönüşmektedir. Evcilik oynarken, araba kullanırken anne ve babasını taklit eder. Yetişkinlerin düşündükleri gibi boş vakit geçirme değil, çocuklar için en doğal öğrenme ortamıdır.
Yaratıcı drama yöntemiyle çocuk bilgiyi arayarak, paylaşarak, keşfederek bulur. Yaratıcı drama, kendisi, başkaları ve dünya hakkındaki bilincini artıran ve her çocuğun hayal gücünü geliştiren bir öğrenme aracıdır. Bir grup etkinliğidir. Öğrenme sürecine çocuğun etkin şekilde katılabilmesi için, duyularını, düş gücünü, imgelem yetisini devreye sokar. Çocukların yanlış yapma, eleştirilme korkusu olmadan kendilerini en iyi şekilde ifade edebilmelerini sağlar. Tekrar tekrar deneme cesareti kazanır. Hayatı bir anlamda yeniden canlandırır ve kendi tepkilerini görme fırsatı elde eder. Bu çocuğun hem içsel yolcuğuna hem de sosyal çevresi ile dışsal yolculuğa emin adımlarla yürüyebilmesinin prova adımlarıdır.
Yaratıcı Dramanın Çocuğun Zihinsel Gelişimine Katkısı
Drama etkinlikleri sırasında çocuklar düşündüklerini yaşantıya dönüştürmektedir. Çocuklar farklı yaşantılar sırasında değişik çözüm yolları üretme imkânı bulurlar. Çocuk kendisini drama yoluyla başkasının yerine koyarak gerçek hayatta yapamadıklarını ya da özlediği ve yeniden yaşamak istediği olayları hayal gücünü kullanarak tekrardan yaşar. Hayal gücü, zihinsel canlandırma olayıdır. Çocuk, gerçekte görülmeyen bir varlığı, nesneyi hayal etme yoluyla zihinsel işlemler yaparak onu hissetmeye, ona dokunmaya, tadını almaya, koklamaya çalışır. Bu durum zihinsel egzersiz yapma olayıdır. Çocuklar drama etkinlikleri sırasında kendilerine sunulan günlük yaşamları ile ilgili problemleri farklı şekillerde yeniden yaşarlar. Böylece problem çözme becerileri desteklendiği gibi olaylara farklı bakış açıları geliştirmesi sağlanmaktadır.
Yaratıcı Dramanın Dil Gelişimine Katkısı
Yaratıcı drama etkinlikleri ile çocuklar, düşünme, konuşma, dinleme ve anlama becerilerini kazanmaktadırlar. Çocuklar, dil becerilerini yaratıcı drama çalışmaları sırasında grupla kurduğu etkileşim sonucunda doğal yollarla geliştirmektedir. Drama etkinlikleri sırasında çocuk, sözel iletişimi başlatarak, karşılıklı diyaloglar kurar, doğal etkinlikler sayesinde çocuk sesinin tonunu, yüksekliğini, alçaklığını ve hızını ayarlayabilir. Canlandırmalara ilişkin sözlü ve sözsüz olarak kurduğu etkileşim, onun iletişim ve dil becerisini zenginleştirir. Yeni kavramlar öğrenme imkânına sahip olurlar. Çocuklar, bu etkinliklerde yer alırken, düşünme, konuşma, dinleme, anlatma ve beden dili kullanımı becerilerini de kazanır.
Yaratıcı Dramanın Sosyal Gelişime Katkısı
Çocuk grup içerisinde işbirliği, paylaşma, dayanışma, başkalarına saygı duyma vb. öğrenir. Çeşitli etkinliklerin özelliğine göre tartışan, konuşan, olayları yaşayan, gözleyen ve yaratan çocuk, sosyal iletişimin temellerini sağlamlaştırır. Bu nedenle sosyal iletişime etkisi olmayan drama etkinliği yok denebilir. Bulunduğu ortama göre duyarlı olmayı, birbirlerini kabul etmeyi, paylaşmayı öğretir. Böylece hem özgüven becerisi, hem de başkalarına güven duygusu gelişir. Birlikte oynama ve başarmanın hazzını tadarlar böylece işbirliği yapma becerileri gelişir. Yaşamında dile getiremediği sorunların, grup içinde başkaları tarafından da yaşandığını anlamakta ve diğerlerinin yaşadığı farklı sorunları dinleyerek kendini ifade etme ve empati kurma becerilerini arttırmaktadır.
Yaratıcı Dramanın Duygusal Gelişime Katkısı
Duygularını serbestçe ortaya koyma imkânı bulurlar. Olumlu veya olumsuz duygularını rahatça yaşadıkları için içsel gerginlikten kurtulur. Kendini tanımasına imkân sağlar. Bu durum çocuğu duygusal yönden rahatlatır. Rol oynama ve dramatizasyon etkinliklerinde kendisine benzer ve farklı karakterleri görür. Olayları farklı açılardan değerlendirme becerisini deneyimler. Empati kurarak kendini ve çevresini anlar.
Yaratıcı Dramanın Psikomotor Gelişime Katkısı
Drama etkinliklerinde özellikle yaratıcı hareket ve danslar, duyguların bedensel yolla ifade edilmesine olanak sağladığından bu konuda ayrıca önem taşımaktadır. Bu etkinlikler sırasında çocuklar zihinlerinde canlandırdıklarını, diledikleri gibi hareket veya dansla anlatırlar. Bu öğrenciye veya bireye vücudunu koordineli bir şekilde istediği amaca uygun olarak kullanma imkânı verir.
Yaratıcı Dramanın Öz Bakım Becerilerinin Gelişimine Katkısı
Yaratıcı drama sayesinde çocuklar, özbakım becerilerini direkt olarak geliştirebilme şansına sahiptirler. Genel olarak dramanın özbakım gelişim alanına katkılarını şu kriterlerde toplayabiliriz:
- Kendini ve vücudunun parçalarını en doğal yolla tanımasını sağlamak,
- Vücut parçalarının işlevlerini en doğal yolla öğrenmesini sağlamak
- Vücut parçalarının başka fonksiyonlar içinde kullanılabilmesine olanak sağlamak,
- Günlük hayatı içinde kullanacağı çeşitli davranışları en doğru olarak kazanmasını sağlamak
Tüm bunların yanında sevgili anne babalar için en önemli tavsiyem her çocuğun gelişim çizgisinin kendine özgü olduğu ve asla başka bir çocukla ve hatta kendimizle kıyaslanmaması gerektiğidir. Unutmayalım ki HER ÇOCUK ÖZELDİR! Her çocuk kendi potansiyeli içinde başarabileceklerini kendi zamanlaması içinde gösterecektir. Gerisi azıcık sabır, azıcık destek…
Ayşe Yıldız
Tiyatro ve Yaratıcı Drama Eğitmeni
Lotus Psikoterapi
www.lotuspsikoterapi.com
www.facebook.com/LotusPsikoterapi