Bir önceki yazımda ruh sağlığı alanında faaliyet gösteren ancak eğitimi ve tecrübesi yeterli olmayan kişilerden bahsettim. Önceden yazdığım gibi, inanmak, iyi olmak kadar kötüleşmenin de sebebi olabilir. Ancak ruh sağlığımızı kime emanet etmemizin doğru olduğuna dair bilgiye o yazıda yer vermemiştim. Bu hafta bu konuya odaklanmak isterim.
Ruh sağlığı profesyonelleri olarak tanımladığımız bu gruba psikologlar, psikiyatristler ve psikolojik danışmanlar giriyor. Bu kişiler, eğitimleri sırasında insan ve toplum psikolojisine dair kapsamlı bilgi ediniyorlar. Psikiyatristler ek olarak insan vücudunun fizyolojisini ve ilaçları, psikologlar psikoterapi ekollerine ve psikolojinin diğer alanlarına dair temel bilgileri, psikolojik danışmanlar ise eğitim alanında çalışmayı öğreniyorlar. Bu nedenle, psikiyatristler tercihen ilaç tedavisi, psikolojik danışmanlar da okullarda psikolojik açıdan öğrencinin desteklenmesi alanında çalışıyorlar. Psikologlar ise sosyal psikoloji, sağlık psikolojisi, trafik psikolojisi, deneysel psikoloji, klinik psikoloji, gelişim psikolojisi gibi çeşitli alanlara yönelebiliyorlar.
Daha detaylı bilgi vermem gerekirse, psikiyatrist (veya psikiyatr) , 6 senelik temel tıp eğitiminin üstüne 4 sene psikiyatri uzmanlığı eğitimi alan kişilere deniyor. Psikiyatristler, uzmanlık eğitimleri boyunca sinir sistemini ve özellikleri ile sinir sistemindeki patolojik durumları detaylı olarak öğrenirler ve kliniklerde çalışarak kendilerini geliştirirler. Ayrıca psikolojik problemlerin kökenlerini değerlendirebilirler. Ağır psikolojik durumlarda psikiyatrist müdahelesi tercih edilir. Psikiyatristler, ilaç yazan ve takip eden tek ruh sağlığı profesyonel grubudur. Diğer doktorlar da psikolojik durumlar için ilaç yazabilir, ancak dahiliye doktoruna antidepresan yazdırmak, göz doktoruna mide ilacı yazdırmak gibidir. Diğer bir deyişle, doktorlar da uzmanlık alanlarına göre ziyaret edilmelidir. Psikiyatristler psikoterapi yapabilmek için dışarıdan ek bir eğitim almış olmalıdır.
Psikolog, 4 yıllık üniversite eğitimi alır. Bu eğitim boyunca sosyal psikoloji, gelişim psikolojisi, psikopatoloji, deneysel psikoloji ve psikofizyoloji gibi alanlara dair temel eğitim görür. Ancak psikoterapist olarak çalışmak isteyen, yani ruh sağlığının emanet edilebileceği bir psikolog üniversite eğitimine ek olarak klinik psikoloji alanında yüksek lisans yapmış olmak durumundadır. Yüksek lisansta (klinik) psikolog teorik bilginin yanı sıra psikoterapi pratiğine dair dersler alır ve en az bir sene boyunca danışan kabul ederek bir süpervizörden usta-çırak ilişkisi bağlamında düzenli olarak tavsiye alır. Klinik psikolog psikoterapi yolu ile kişileri yaşadıkları orta ve düşük şiddette psikolojik sıkıntılardan kurtarabilir; kişinin kendisini ve çevresini daha yakından tanımasını sağlayabilir, ona yeni bakış açıları sunabilir. Ancak psikotropik ilaçlar hakkında geniş bilgi sahibi olmasına rağmen hiçbir psikolog temel tıp eğitimi olmadığı için ilaç yazamaz.
Psikolojik danışman da psikolog gibi 4 senelik bir üniversite eğitimi alır, ancak onun eğitimi direkt olarak, eğitim verilen ortamlarda psikolojik açıdan problemi olmayan kişilere koruyucu ruh sağlığı hizmeti sunmak üzerinedir. Psikolojik danışmanlar da bu nedenle üniversite eğitimleri sırasında çocuk ve ergen psikolojisini detaylı olarak öğrenirler. Ayrıca staj yolu ile kendilerini geliştirirler. Yine de, psikoterapi yapabilmek için psikolojik danışmanların da ek bir eğitim alması gerekiyor. Psikolojik danışmanlar da tıpkı psikologlar gibi temel tıp eğitiminden yoksun oldukları için ilaç yazamazlar.
Nadiren, bahsettiğim üç alanın dışındaki alanlardan mezun kişiler de yüksek lisans ve bazen doktora eğitimi ile psikoterapistliğe hak kazanıyorlar.
Yazdıklarımdan görebileceğiniz gibi, bir insanın ruh sağlığını emanet almak yoğun bir eğitim ve tecrübe gerektiriyor. Siz de ruh sağlığını birine emanet edeceğiniz zaman öncelikli seçiminizi bahsettiğim niteliklere sahip profesyonellerden yana kullanın. Çalışacağınız terapistin mesleki özgeçmişini öğrenmek sizin danışan/hasta olarak önemli bir hakkınızdır. Araştırmaktan veya söz konusu kişiye bu bilgileri sormaktan çekinmeyin. Ve en önemli uyarı: Dikkatli olun. Her alanda olduğu gibi bizim alanımız da dikenli tellerle, yalancılarla, kopyacılarla ve sahtekarlarla dolu. Ancak biraz dikkat sizi de ruh sağlığınızı da kurtarabilir.
Uzman Klinik Psikolog Nazlı Akay