Lafa şöyle başlayayım: Yatak ayırmak zor bir şey. Başarısızlıkla sonuçlanan her başlangıç ise bir sonrakini biraz daha zorlaştırıyor. Bu yüzden yatak ayırmanın kendine özel bir zamanı olmalı ve bunun için enerji harcanmalı. Çocuklar okula gidiyorsa haftanın son günü olduğundan cuma günü yatak ayırmaya başlanabilir. Aynı dönemlerde denk gelen tuvalet eğitimi ile aynı sıralarda ayrılmamalı yataklar, zira bu hem sizin enerjinizi hem çocuğunuzun hayatını tüketecek şekilde yorucu olur. Yorgunluk gerginliğe, gerginlik çocuğunuzun ruh sağlığında yaralara yol açabilir.
Her ne kadar zihinleri bizim gibi çalışmasa ve soyut kavramlar başta olmak üzere bir sürü şeyi henüz kavrayamıyor olsalar da çocukların da yeniliklerden önce açıklama yapılmasına ihtiyaçları vardır. Bu özellikle rutini çok sevdiğini her fırsatta dile getirdiğim okul öncesi çocukları için önemlidir. Çocuk hazırlanmadan birdenbire yatak ayırılmamalıdır. Çocuğu hazırlamak için odasını ve yatağını hazırlamalı ve onu sevmesini sağlamalısınız. Çocuğunuzun evde bir odası yoksa ona bir oda hazırlayın. Oda sizin yattığınız odaya mümkün olduğunca yakın olsun. Böylece hem ayrılık sürecinde çocuğunuzu rahatça duyabilirsiniz, hem de iki oda arasındaki ulaşım süresini kısaltmış olursunuz, bu da çocuğunuza güven verir. Bir hafta sonunuzu birlikte oda için eşya ve nevresim bakmaya harcayın. Gezerken çocuğunuzun fikirlerine değer verin. Seçimi tamamen çocuğunuza bırakmak bazen aileyi maddi yönden zorlayacak nitelikte ya da çocuk için sağlıklı olmayan seçimlere neden olabildiği için, sizin önden araştırma yaparak çocuğunuz için birkaç seçenek belirlemeniz faydalı olur. Seçimi yaptıktan sonra odayı birlikte döşeyin. Tüm oyuncakları ve çocuğun kıyafetlerini uygun koşullarda saklanabilir ve çocuğunuzun ulaşabileceği şekilde odaya yerleştirin. Odanın dekorasyonunda uykuyu zorlaştıracak kırmızı, sarı, kahverengi tonları yerine mavi, yeşil gibi rahatlatıcı renklerin açık tonlarını tercih edin. Odanın çok sıcak, çok soğuk, havasız ve kalabalık olmamasına dikkat edin. Çocuğunuz uyurken odasının kapısını kapatmayın. Korkuları azaltmak adına koridor için gece lambası edinebilirsiniz.
Çocuğun neden sizinle uyuduğu, çözüm için ne yapabileceğinizi belirlemek açısından önemlidir. Eğer korkularından dolayı yatakları ayıramıyorsanız önce korkuları, çocuğun yaşadığı bir travma (yani ölüm, doğum, taşınma, boşanma, taciz gibi çocuğun hayatını onun kontrol edemeyeceği şekilde değiştiren büyük olaylar) nedeniyle yatakları ayıramadıysanız önce travmayı hedef almalısınız. Birlikte uyumanın sebebi olan problemi çözmeden yatakları başarılı şekilde ayıramazsınız. Bunun için bir uzmandan destek alabilirsiniz.
Beraber uyumayı istemenin bir olası sebebi çocuğun anne ve babayı baş başa bırakmak istememesi olabilir. 3-6 yaş grubu çocuklar Ödipal dönemde oldukları için uyku saatinin dışında da anne ve babalarını baş başa görmekten pek hoşlanmazlar. Onlar için karşı cins ebeveynleri tüm sevgisini kendilerine vermelidir, ebeveynlerinin arasındaki ilişkiyi kıskanırlar. Endişelenmeyin, bu geçici bir dönemdir. Yine de, bu dönemde çocuğun isteklerine göz yumarak onunla uyumak doğru olmayacaktır.
Bazen tablo daha farklı olabilir. Bazı çocuklar, anne ve/veya baba ilgisini yeterince almadıkları için uyku zamanını ilişki kurma adına kullanmak isterler. Oysa uyku zamanı çocuğun ihtiyacını karşılamak için çocuğun anne ve babasıyla etkileşim halinde geçirdiği zamanlara kıyasla sığ ve yetersiz kalır. Çocuğun sizinle bağ kurmak için elinde sadece uyku zamanı varsa vay halinize! Yatak ayırmaya başlayacak olan tüm ebeveynler yazacağım öneriyi buraya yazayım yeri gelmişken: Çocuğunuzla vakit geçirin. Çok zor, biliyorum, işten yorgun argın geliyorsunuz, çocuğunuzun sadece temel bakımını ona sağlayabiliyorsunuz, evin işleri derken çocuğun uyku zamanı gelmiş oluveriyor. Ama isteyince bir yol mutlaka bulunur. Uzun zamanlar değil, çocuğunuzun sevgi ihtiyacını karşılayacağınız, onu dinleyeceğiniz, onunla oynayacağınız bir 15 dakika yeter.
Ama yatak ayırma problemi çocuğun değil, sizin ayrılamamanızdan kaynaklanıyorsa durum bambaşka… Yatak ayırmak bazı durumlarda anne-babanın çocuğu bırakamamasından kaynaklanır. Kimi anne-babalar çocuklarının hızla büyüdüğü gerçeğinden kaçmak için, kimi ise kendileri yalnız kalmak istemediği için çocuklarının onlardan ayrılamadığını iddia ederler, ama aslında ayrılamayan kendileridir. Tabii ki bunu bilerek yapmazlar, ama çocuklarının ruh sağlığı açısından bunun sebeplerini anlamaları ve bu durumun üstüne gitmeleri gerekir. Yatakları ayırmaya başlamadan önce uyurken bile çocuğunuza neden çok yakın durmak istediğinizi sorgulamanız sizin de sürece adapte olmanızı kolaylaştırır.
Çocukla, gün içinde bir zamanda, onu överek başladığınız bir konuşma yapın ve ona artık büyüdüğü, bu yüzden artık kendisine ait bir odası olabileceği mesajını verin. İlk günlerde onun yanında olacağınızı, onu rahatlatacağınızı belirtin. Ancak bu konuşmayı yaparken telaşlı değil, sakin ve mutlu görünmelisiniz. Konuşmayı yaptığınız günden birkaç gün (kaç gün olacağını siz belirleyebilirsiniz; 2-3 gün iyidir) sonra farklı odalarda uyumaya başlayın. Konuşmanızda çocuğunuza kaç gün sonra ayrı uyuyacağınızı söyleyin, günleri bilmiyorsa parmak saymayı kullanabilirsiniz. Söz konusu birkaç günü oda alışverişine, çocuğu odanın kendisine ait hissetmesini sağlayacak ayrıntıları düzenlemeye (duvara onun yaptığı resimleri asmak, onun fotoğraflarını asmak, tüm oyuncaklarını odaya taşımak gibi) ve yeni odada birlikte vakit geçirmeye ayırın.
Çocuğunuzu yeni yatağında ilk kez yatıracağınız gün her şey aynı olsun, bir yatak rutini varsa birebir uygulamak gibi. Uykusunun gelmesi için rahatlatıcı bir müzik eşliğinde onunla birlikte kitap okuyabilirsiniz, biraz süt içirebilirsiniz. Yatmadan 1 saat kadar önceden itibaren çocuk yemek yememeli, mümkünse teknolojiden uzak kalmalı. Yatakta çocuğunuzun yanına uzanmayın, bunun yerine onun sizi rahatça görebileceği şekilde başucunda oturun ve sırtını ve başını hafifçe okşayın. Çocuğunuz uyuduğunda odadan yavaşça çıkabilirsiniz.
Bu dönemde en ihtiyaç duyulan özellik sabır ve sebattır. Çocuğunuz her sizi çağırdığında yanına gitmeli, ya da her yanınıza geldiğinde onu yatağına götürmeli ve bu işlemi tekrarlamalısınız. Zamanla sizi çağırmaları azalacak. Yanına her gittiğinizde onunla sakin ve onu da sakinleştiren bir ses tonu ile konuşun; ona bir ninni söyleyebilirsiniz. Bazı ruh sağlığı profesyonelleri ve eğitimciler çocuğun gece uyandığında ve ebeveyni çağırdığında ağlamaya bırakılmasından yana. Ben bu görüşe katılmıyorum. Çocuk elbette bir süre ağladıktan sonra susacaktır ama bu pratik ile öğreneceği tek şey ağlamadan uykuya geçilebileceği değil, aynı zamanda ona kimsenin yardım etmeyeceği düşüncesidir.
Belli bir düzen tutturduğunuzu düşünüyorsanız, her 2-3 seferde bir çocuğunuzun yanına biraz daha geç gidin. Eğer çocuğunuz sizi odadan hiç çıkarmıyorsa, o zaman yavaş yavaş odanın içinde yataktan uzaklaşmayı deneyin. Örneğin, önceden çocuğunuzun başucunda oturuyorken, zamanla önce pışpışlamayı bırakın, sonra biraz daha geride oturun. Büyük bir konum değişikliği yapacaksanız, örneğin kapının ağzındayken koridora çıkacaksanız çocuğunuzu haberdar edin. Eğer çocuğunuzu sallayarak uyutuyorsanız, hep uykudan önce sallanmak isteyeceği ve siz sallamayı bıraktığınız anda uyanacağı için sallamaktan kademeli olarak vazgeçmeniz gerekir.
Çocuğunuzun her başarılı denemesi için onu övün. Duvara asacağınız bir çizelge ile de materyal bir ödül sağlayabilirsiniz. Bu çizelge için 7 günü kapsayan bir tablo oluşturun ve düzenli uyuduğu her sabah söz konusu gecenin olduğu bölüme birlikte sevdiği bir karakterin çıkartmasını yapıştırın. Hafta bittiğinde çıkartmalar sizin belirleyeceğiniz bir sayının üstündeyse (başlangıç için 1 veya 2 olabilir, zamanla çıtayı yükseltebilirsiniz) ona küçük bir şey alabilir ya da birlikte sevdiği bir şeyi yapabilirsiniz. Misafirlerin yanında çocuğu çabası için övmek de önemlidir. Çocuğunuz okula gidiyorsa okulu da bu sisteme dahil edebilirsiniz. İyi uyuduğu her gecenin ertesinde öğretmenini haberdar edip okulda övülmesini sağlarsanız bu çocuk için büyük bir özgüven kaynağı olur.
Yatak ayırma girişte de bahsettiğim gibi, zor. Ama çocuğumuz için faydalı olan her şeyde olduğu gibi, bu da atılması gereken bir adım. Eğer zorlandığınız bir nokta olursa mutlaka bir uzman yardımı alın, ama süreci yarıda bırakmadan tamamlayın. Kolay gelsin!
Uzman Klinik Psikolog Nazlı Akay