Bebeğin başından poposuna olan uzunluğu (CRL) yaklaşık 34 cm’ye, toplam uzunluğu 46 cm’ye ulaşmıştır. Ağırlığı yaklaşık 2700 gramdır. Bu haftanın sonunda akciğer dahil tüm organları fonksiyon yapmaya başlamıştır.Teorik olarak hamilelik süresi 40 hafta olarak hesaplandığından bu hafta itibari ile anne adaylarının doğumuna 4 hafta kaldı. Daha önce sezaryen ile doğum yapanlar için bu süre yaklaşık 1,5 hafta daha kısa (eski sezaryenli anneler genel olarak 38 hafta 5 günlük olduklarında planlı olarak sezaryene alınır). Fakat şu bilinmelidir ki erken doğumlar bir kenara bırakıldığında doğum 37 hafta ile 42 hafta arasında herhangi bir zamanda gerçekleşebilir. Anne adayları bu hafta itibari ile her an doğuma hazır olmalıdırlar.
Bu haftada doktor tarafından yapılan takipte NST (non stres test) çekilir ve bebeğin sularının (amniyos mayi) durumuna bakılır. Eğer bebeğin kilosuna bir aydan önce bakılmış ise bebeğin ölçüleri ve kilosu da ultrason ile değerlendirilir.Bu haftadan sonra anneye fiziksel olarak rahatsızlık vereceğinden ve bebeğe enfeksiyon bulaştırma ihtimali olabileceğinden cinsel ilişki yasaklanır.
Angajman
Bu haftanın başında rahim artık en yüksek konumuna ulaşmıştır. Akciğerlere, mideye yaptığı baskı iyice artmıştır. Ancak bu haftanın sonlarına doğru anne adayları karınlarının üst taraflarında ciddi bir rahatlama hissederler, karınları aşağı doğru yer değiştirmiştir. Artık nefes almak daha kolaydır, mide yanması şikayetleri, kaburgalarda hissettikleri acı azalmıştır. Bunun nedeni özellikle ilk hamileliği olan kadınlarda leğen kemiklerinin (pelvis kemikleri, doğum yolu) iyice gevşemesi ve hazırlık sancılarının etkileri ile bebeğin kafasının doğum kanalına girmesidir. Bu olaya ‘angajman’ denir.
Sık idrara çıkma
Bazı şikayetlerin azalması yanında doğum kanalına inen bebek başının idrar torbasına (mesane) bası yapmaya başlaması nedeni ile hamileliğin ilk haftalarında olduğu gibi sık idrara çıkma şikayeti gözlenir. Anne adayları gece rahat uyumalarına izin vermeyecek kadar sık idrara çıkma ihtiyacı duyabilirler. Bu durumu azaltmanın yolu yatmaya yakın sıvı alımını kısıtlamaktır.
Kordon dolanması
Bebeğin boynuna kordon dolanması nadir görülmeyen bir durumdur. Hamileliklerin yaklaşık %20-25’inde doğum esnasında en az 1 kez kordon dolanması gözlenmektedir. Anne karnında sıklıkla doopler ultrason (kan akımlarının izlenebildiği) ile boyun etrafında kordonun (kan akımının) görülmesi ile tanınır. Bir kısmı ise ancak doğum sırasında fark edilmektedir.
Kordon dolanması sıklıkla doğum sırasında ciddi bir probleme yol açmaz. Ancak saptanması halinde doğum süreci yakından takip edilmelidir. 2’den fazla dolanma varsa veya kordon normalden kısa ise (normal boyu 50 cm’dir) normal doğum sırasında bebeğin başı aşağı doğru inerken kordon gerilip sıkışabilir ve bebeğe giden kan azalacağından bebeğin kalp atışları bozulabilir. Bu durum nadiren de olsa 1 defa kordon dolanması olan ve kordon boyu normal olan bebeklerde de gözlenebilir. Kalp atışlarında bozulma devam ederse bebeğin sezaryenle doğurtulması gerekebilir.